13 Mart, 2008

Ve senmişsin,yıllarca,bir gölge gibi peşinden koşup kovaladığım,ne zaman uzanıp tutacak olsam kaybedip ağladığım.Hangi gün güneşle doğup,günle batarsa


Ve senmişsin,yıllarca,bir gölge gibi peşinden koşup
kovaladığım,ne zaman uzanıp tutacak olsam kaybedip ağladığım.Hangi gün
güneşle
doğup,günle batarsa gözlerim aniden,senin sevginmiş meğer
öylesine,ölürcesine
aradığım...


Bir sonbahar yada ilkbahar gibi,tadına varamadığım,kimi zaman buz üşüdüğüm,kimi
zaman ateş elimi vuramadığım.Zaman zaman olupta bir gonca gül misali kıyıpta
koparamadığım...O deli sevdaymışsın her defasında
,bir anlık gülümsemenle
yaşadığım...

Denizler gibi çılgın,çağlayanlar gibi
hırçın,ama hep
korktuğum.Silahlar gibi ateşli ama adı aşkın diye avunduğum.Ve sana ne olduğunu
bilmeden vurulduğum.Bir gölge gibi olsanda,yüzünü göremesemde,hasretinmiş meğer
savunduğum.Evet senmişsin aylarca,yollarca,acılarla aradığım...

Anladım
ki,kapkara bir tren peşinde,garip bir yolcuyum.Bir bohça yüreğimde hep
sensizlikle doldurduğum.Öyle bakma yüzüme kaderim,acırcasına,ne desen hoş bu
saatten sonra.Bak,ben bir zalimin yüzünden aşk sarhoşuyum.Kurumadan döküldü,genç
yaşımda yapraklarım,zaten bir kez olsun mutlulukla konan kuşlarla dolmadıki
dallarım.Yada farzet beni,ben bir dağ başında,bir garip çınarım,sessiz ve
sensiz,nedense uğrak yeri oldum tüm gömen kuşların...

Sözüm sana ey
sevgili,ne olurdu gitmeseydin,aşkının ateşini,hasret rüzgarınla söndürmeseydin.
Ölürmüydün sanki biraz daha sevebilseydin,kalbine sığdırıp ta,hayatında
banada yer verseydin.İnci tanelerin mi dökülecekti bilmem,
sildin alın
yazını,veda bile etmeden gittin,üstelik eğipte başını.
Hani söz vermiştik
bir birimize,beraber yaşayacaktık aşkımızın,ömrümüzün yazını?

Neyse
boşver,boşver bu deli kadını,unuttuğun yerde kalsın,bırak,ağzına bile alma
adını.
Hani sitemler ediyorum ya sana,hatta kahrediyorum ama biliyorum,zaman
oluyor sızlatıyorum bir yanını.Her şey aynı diyorsun,anı kaldı herşey,değişen
sadece zaman diye yazıyorsun,yazımmı kaldı benim? Bak halime,düşün,gör,herşey
aynı ama zaman neler çaldı bilmiyorsun.

Ölürmüydün sanki,gitmseydin?
Ölürmüydün biraz daha gayret etseydin? fedakarlık alnının akı olup,bir onur diye
aşkımıza,canından can verseydin? Çok şeymi istiyorum bilmiyorum ama,benim
sevgimi anladığın gün,işte o zaman sen kaybedeceksin....

Yalana gerek
yok,tutmuyor şimdi titrek ellerim,
Tutmuyor dizlerim,ayakta zor durur
bedenim.
Ne kadar gülmeye çalışsam,ben sahtekarım,
Aslı bu işte,bu gün
içimde cenaze kaldırdım...

-Nası bilirsiniz kalbini?
-Hep çok sevdi.

-Nasıl bilirsiniz bu yüreğini?
-Sevdasına ancak yetti.

-Nasıl bilirsiniz gözlerini?
-Hep yaşları vardı.

-Nasıl
bilirsiniz bu seveni?
-Mutluluğuna az kaldı....

Aci cekmenin sonu yokmus anladim.

Aci cekmenin sonu yokmus anladim.
Yaran bir yerlerde surekli kaniyor.
Yarali olan nerelerim varsa hepsi bagiriyor aciyla "yardim et" diye.
Hicbir sey yapamiyorum. Elim kolum bagli.
Tipki ayriligimiza engel olamadigim zamanki gibi.
Hicbir sey soylemeden gidilmezdi ya aslinda.
Sen gittin!

Beklide buydu dogru olan.
Bir seyler soyleyip de gitsen ne degisecekti.
Son ve anlamsiz birkac cumle.
Olmadi, yapamadim yada seni hak etmiyorum gibi acima tuz basacak sacma sapan
birkac cumle iste.

Iyi oldu iyi.

Iyi ki hicbir sey demeden gittin.
Boylece daha degerli hissettim kendimi.
Kiyamadi dedim.
Cesareti kirilsin istemedi dedim.
Gozlerime baka baka gidemezdi,
belki vazgecer kalirdi, kalinca da yapamazdi dedim.
Belki daha buyuk anlasmazliklar, kirginliklar yasardik,
belki de nefret ederdik bir gun birbirimizden,
dusman olurduk,
iyi oldu boylesi dedim.

Hakliydi dedim.
Sevginin dorukta oldugu bir anda cekip gitti,
askimiz hic bitmeyecek dedim.
Avuttum kendimi.
Donmen icin umut biriktirdim gonlumde.
Bir gun hicbir sey soylemeden doneceksin diye her gun biraz daha umit ettim.

Yasayamadigimiz binlerce hayalin ozlemiyle donecektin bir gun bana…

Dokunamadin hic bana askla.
Ve dokunamadim sana ayni tutkuyla.
SimsIki sarildigimda sana karsilik veremedin bir kez olsun.
Sen sarildigindaysa ben geride durdum hep.
Karsilikli ve icten sarilmalara ozlem doluyuz.
Bunun icin doneceksin bir gun…

Her opmek istediginde beni cevabi sacma olan sorularla bunalttim seni.
Ve ben her opmek istedigimde seni cesaret bulamadim.
Her seyi bir kenara birakip doyasiya opemedik birbirimizi.
Bunun icin doneceksin bir gun…

Ozleyip her telefon actigimda sana kisa ve soguktu konusmalarin.
Sen her ozleyip aradiginda ise mutlaka altinda bir sey aradim.
Birbirimizden ote koy yoktu, anlayamadik.
Ozlemi dindirecek bir konusma bile yapamadik.
Bunun icin doneceksin bir gun…

Beraber aglayamadik.
Kosamadik el ele sahillerde.
Izleyemedik gunesin dogusunu, batisini.
Yagmurda islanamadik.
Beraber uyuyamadik uyanamadik.

Oyle cok sey yapamadik, oyle eksIk kaldik ki ozlem doluyuz.

Yasamak gibi olmekte seninle olmali.
Sensiz yasamaya mahkum etsen de beni,
sensiz olmeyecegim.
Hic olmazsa seninle olmek icin bekliyorum seni.

Iste bunun icin doneceksin bir gun geri…

Hayır! bu defa vedalaşmak yok

Hayır! bu defa vedalaşmak yok
Zaten bu vedaların sonu yok.
Al hatıraları yanına paşa paşa git...
Ayrılıklar kavuşmalara gebeymiş
İstemem Kalsın...
Ayrılıkları da kavuşmaları da tak peşine
Çek Git..

git artık...ne bekliyorsun daha,git!...kapıyı çek ve bekleme orada..

bu sefer ardından seslenmeyeceğim "dön hadi aşkımm.." diye,merdivenin altında beklediğini bilerek..
git!çok kanattın,çok yara açtın git..gözlerimin yeşilini bulandırdın...kan akıttın yeşilime git...bu sefer bende kalmayacak büyüklük ve bu sefer alacağım olsun demeyeceğim..sana değmeyecek bu sefer...

Herşeyin bir sırası vardı değil mi?
İşte gitmeninn tam zamanı şimdi.
Yapışmadan ah'larım yakana
Dönüpte bakmadan arkana
Git..
bilsen ne kadar çok çaldın gülüşümden,ne kadar eksilttin çocuk yanlarımı...yıktın,dağıttın..bense hep çocuktum..masumdum hatalarına körebe oynayacak kadar..saflığımla oynadın..git!

ne kadar da körmüşüm meğer..sen yanımdasın diye hiç hissetmemişim çaldıklarının yokluğunu!hiç bir şeyi hissetmemişim...

başkasının koynuna girdiğini hissetmemişim!!...oysa ne çok severdim kokunu..onu başkasına sattığında anlamıştım artık benim olmadığını..ne de çok severdim koynunda uyumayı...şimdi yalnızlığımın koynundayım..ve özlemiyorum seni!yatağımın yarısını yalnızlığım çok iyi dolduruyor..hissetmiyorum yokluğunu..ve kokun..onu hiç mi hiç özlemiyorum!!


dönme artık geri!çalma kapımı yeter!ne yüzle buradasın daha!terkettim seni görmüyor musun..?

defol!
bana nefreti öğtettin,defol!
renklerimi kirlettin defol!
gülüşümü eskittin defol!
git defol!

Delikanlıydın ya !..
Koy masaya yüreğini..
Adam gibi..
Çek git...

Gitme sırası kalbine geldiğinde alır kalemi susa susa yazarsın,

Gitme sırası kalbine geldiğinde alır kalemi susa susa yazarsın,
dert bu ya söyletir..

Herhangi bir gecenin koynunda suyla ihanete uğramış bir kadeh rakı varsa,
nefretle aşkı meze yapıp yuvarladınmı dibine,
''Gel keyfim gel'' diye bir şarkı düşmez insanın diline..

''Hiç bir yara hiç bir zaman tam olarak iyileşmez'' derken
haybeye konuşmamış Yılmaz Abi..

Sen kalbimden geçtin, sırtımı parçalayıp çıkan kurşun misali..
Sen bana benimle ihanet ettin!

Gözlerinde beş vakit aşk kılmaya niyetlenmiştim oysa.
Ama herşey birbirinin aynısı.
Bu şarkıya ağlamıştım daha önce mesela,
kendimi şarkılara, rakıya ve hüzünlere vurmak,
en nadide alışkanlık bünyemde.
O gün de böyleydi işte,
birileri kapımdan inadına yeni bir gece daha atarken,
yapmayın diye avaz avaz susmuştum,
sonra sen gitmiştin,
ben çaresiz..
Hayat işte..

Başımı ellerimin arasına alıp, ne yapsam başa çıkılmayan silüetin cebimde,
cebin ve cepkenin delik olmadığı aşikar üstelik.
Bir nevi yürünmüyor yüreğimde eski sen'lerin leşinden..
Ahh içimdeki kamyon..

Biliyorum konuşacak bir şeyimiz kalmadı artık,
zamanlar haindir ama,
sen yine de en güzel anılarımızı kap gel yanıma demeyeceğim,
yüzündeki pavyon sarışını ihanete sövmeyeceğim,
ömrümden düşe kalka sildin kendini.

İşte bu yüzden suskunken çıldırmayı biriktirmem,
işte bu yüzden kalbim kalbinin kapılarını çarparak gitmek istiyor şimdi!

Ellerin aşkı kaçmış senin gözlerine..
Bu defa ''bana'' müsade..

$$htt ye$iL qozLu, seni seviyorum deSem..

Hayat bana bir sans daha tanirsa, bundan faydalanan ilk sen olacaksin"

Kirik umutlarinda, tuz buz yarinlar...Kirik harfler,nasil da batar canina ve nasil batirirsin gogsume, sarildikca.

Her defasinda biraz daha uzak, biraz daha soguk ama her defasinda biraz daha ozlemle.

Suskunlugundaki tum isyanlari, gozlerin haykirir gozlerime. Siirine ses olursun, bazen siirimde gizli ozne. Her defasinda ama her defasinda, bir kivilcim daha sicrar opusunden tenime, sonduremezsin de.

Sehirler arasi yollara vurursun kendini, beyaz seritlerde dugumlenir dar agacimin ipi ve her sehir tabelasinda, zaman dakikalarini vurur olume. Golge gibi uzar gidisin ve yayilir ozlemin dort duvar arasinda titreyen mumum sicaginda. Bende bosaldikca saydam sevislerin, titreyen golgede birikir damlalar...kirmizi bir mum daha biter dibinde "yildizlar gibi sonuk".

Ve sonu gelmez sensizligim...sadece bu yollar ayirir bizi, bilirim. Kagittan ciceklerin dikenleri batar avuclarima...

Susturdukca buyur sevgi, senin koca bedeninde, benim kucuk gogsumde. Ozlemi ayni, yuku agir. Susarsin, susarim ve bogazimizda dizilir bogumlari askin, tikanir kaliriz.

Siyah lalelerini bekler orttugun toprak, ben lalelerde gamzelerini gormenin hayalini kurarim. Mayis bekler sarkilarim, siirlerimse ellerimi.

Bir turlu tutamam kalemi, dilimin ucunda biter cibanlar. Tum sevgi sozlerini yutarim, kizarim ya gidisine ya da varliginda, yoklugu yasamaya.

Kagitlar bekler, kalem bekler, siirler bekler ve saclarimin arasinda titrer parmaklarim, altinda biriktikce sessiz dizeler.

Perdeyi cekip yildizlara, ruhsuz bedenimi hazirlarim uykuya. Sen gibi dokunarak orerim saclarimi – oysa sen acik seversin bilirim- her bir cukurunda saklarim nefesini. Her sabah kurdelemin ucunda cozulur nefesindeki mayis cicekleri.

Antika, kucuk bir ayna var bas ucumda. Kac kez firlattim kirpiklerimde eriyen buz parcalarini... kirsam da, parcalasam da en kucuk kiymigi batsa da dokulur sessizligimizde bir seyler...uykusuzlugum bile renksizce kanar, Kadehte bile rengi ucar sarhoslugumun.

Beyaz carsafa uzanirim, kirli bedenimle –hic sevmem beyaz carsafi; yuzume olumu carpar, sogugu, yalnizligi. Sabaha sarmalayip bir tabuta konacakmiscasina urpererek uzanirim ya da kabuslarda buz kesecekmis gibi bedenim ve yattigim gibi kalkarim. Bir yani duzgun, her yani soguk yatagin- Sensizlige uyanmak yok mu?

"Bugun sana mutluluk getirsin olmaz mi! " deyislerini carparim bir avuc suyla yuzume. Tenimi isitirim parmak izlerinden arta kalanlarla.

Ellerin ne kadar uzaksa ellerime, bilirim yuregin o kadar yakin yuregime, adini dilime muhurledigim ye$iL qozLum..

Hayat bize bir sans daha verir belki, olmaz mi! ! ! HA Ye$iL qozLum ..

'Sensiz'lik vakti geldi,çattı..

'Sensiz'lik vakti geldi,çattı...Acılı,tedavisi mümkün olmayan bir operasyona giriyor gibiyim....
Sessiz,durgun...Çıt çıkmıyor ne odamda,ne bedenimde,ne de ruhumun en dip köşelerinde....'çıt' yok!
Çok ses çıkardım şimdiye dek....Sustum sandım ama konuştum.Bazen bağıra çağıra,bazen de sessizce anlatmaya çalıştım....Anlamadın?
Anlatmaktan vazgeçtim çoğu kez...Pes etmek değildi,başka birşey,tanımlayamadım...Şimdi sorsan yine açıklayamam....Zaten faydası da olmaz....Anlamsız!....
Anlatmaktan vezgeçtim.Pes etmedim,yılmamalı....Ben de anladığın dilden konuşmaya çalıştım.Başarabildim mi,sormuyorum sana!...Cevabını merak etmiyorum.

*Şu an tek merak ettiğim bunun senin eline geçip geçmeyeceği....Okuduğun an ne hissedeceğin....
Bunları öğrenmemi imkansızlaştıracağım saatler sonra.....
Evet,saatler sonra.....
Kendimi yalnızlığın kollarına attım...Senin kollarına değil....ki bana hiçbir zaman sadık olmadılar....Ne gözlerin,ne bedenin,ne dilin,ne sözlerin....Ne de yüreğin!...

*Sözlerinle dolu herşeyi attım.....Kalamazlar bende....
Sesini unutmaya mahkum ettim kendimi....Çabalıyorum işte...Yapmalıyım,artık biliyorum....
"Unut kahrolası!...." diye sesleniyorum beynime,kalbime...
Mektuplarını,bana yazdıklarını,sevdiğini anlatan cümlelerini,aklına gelen ne varsa....Son bir kez okudum....
Keşke,gerçek olabilselerdi.Ya da dediğin gibi gerçekliğe yaklaş-
saydı....'Neden??' çığlıklarım odada yankılanmakta şimdi.....Sadece soruyorum kendime 'Neden?'....Ama bu soruyu kendime değil,sana sormalıydım,değil mi?...
Şarkılarımızın hepsini silmeliyim hafızamdan....Her duyduğumda...hayır,kesinlikle silinmeli!....

"Kes sesini!" dedim yüreğime,şimdiye kadar....Dinlemedi,hep sana koştu....Hata ettiğini göstereceğim ona da...
Saatler kaldı,yalnızca saatler!....

*Duvarımdaydı fotoğrafın....Kaldırdım!...Yetmedi,yaktım!Yan ışını izledim....Biliyor musun,aynı benim canımı yakışın gibiydi....Yavaş yavaş,sezdirmeden -sen öyle sandın- ama en sonunda kül....Ardında sadece 'kül'.... Düşün şimdi,senden bunu istiyorum ama,düşünmene bile gerek yok değil mi?Söz konusu benim değil mi?
Düşünme beni,hatta hiç aklına getirme....Hatırında olmayayım!....

Yalanlarını da al,çık hayatımdan!....Ağır geldiler bana....Gitmelisin artık benden!....Giiiit!....
Ama,dur....Kal...
Ben...Bekle!...

*Hayır...."Seviyorum"demeyeceğim....Ben,ben...gide bilirim...Cesaretliy im,merak etme....Yine diyorum sana...Göreceksin....Ve bir daha beni hiç göremeyeceksin....
-Saate bakmadım,kaç saat sonra,bilmiyorum....-

Sadece gitmeni istiyorum şimdi....Git!...
*Seni merak etmiyorum,sen....umrumda değil!....Evet,umrumda değilsin!...Ben?...Kendim de umrumda değil,ben kendimi unutalı çok oldu....Anlamadın dedim ya,anlaman çok zor....Hatta imkansız!....
"Anlıyorum","Anladım"lar her söylenişinden sonra ispat etti anlaşılmazda olduğunu...

*Bir tek senden gelenleri imha etmedim -ya da imha etmeye çalışmadım- benden sana giden tüm sözler,mahkumiyete girdi...Artık hiç özgürlüğe kavuşamayacak cümleler.. -Zamanım daralıyor...İstesem de özgür bırakamam hecelerimi...-

Bittin sen,bende....
Bitiş bende daha önce başladı...
Somut bitmişliğe tanık olacaksın,bekle...Saatler sonra...

Canının yanması nedir bilir misin?...
Nerden bileceksin!...
Bilsen de can yakmak kadar iyi bilmezsin,eminim.....

Saatler dedim ya,saatler sonra!...

Ama şimdiden...elveda!....


*Merak ediyorum hala bu eline geçince ne hissedeceğini...Tüm sevdiklerim,sevenlerim!Affetsinler beni...
*Sözlerin hala kalbimin en kuytularında,zihnimde....
*Fotoğrafın yanımda,sol yanımın üstünde duruyor hala...
*Sana olan hiçbir zerrem eksilmedi...Son anımda bile mektup yazıyorum işte....Saatler sonra ya da günler...Sen bunu okuduğunda,anlayacaksın!...

*"Elveda!" dedim...Ancak,son sözüm o değil...

Seni seviyorum!...
Seni seviyorum!...
Seni seviyorum!

Sana sımsıkı sarılmak istiyordum...

Sana sımsıkı sarılmak istiyordum... Ah bir görsem, bitirsem içimdeki özlemini bu kadar zor gelmeyecekti senden, sevginden vazgeçmek... Nasıl olsa alışkınım ya seni görmemeye, galiba böyle de başarabilirim... "Ama eğer hissedersen hayatından çekildiğimi bana sana geri dönmemem için şans dile... "

Neler yazmak istiyorum sana bir bilsen, tek yapabildiğim yazmak olduğundan yine yazıyorum işte! Seni daha önce de yazmıştım ama bu kez bir daha yazmamak üzere, seni beynimde, içimde bitirerek yazıyorum, yada bitirmek isteyerek... Ne kadar sürer bilmiyorum ama ben senden, sevginden vazgeçmek istiyorum.

Yine senden habersiz...Ben seni severken de senden habersiz sevmiştim. Belki de kendimden bile habersiz... Dünyaları etrafında döndürmek isteyen bir kalbi bilerek isteyemezdim. Kendimden ve senden habersiz "bir tanemmm" olmuştun sen...Öyle ya; Sen bir taneydin; Eşin benzerin yoktu yeryüzünde, Yoktu Sen Kadar Güzel Güleni, Sen birtanem din! Yaşanmamış ve yaşamamış olsam bile Sen Özel'din... Aşk Özel'di.... "Yağmurda Aşk Başkadır" diyenlere gülüyordum ama bende yağmurda üşüyen ellerini severek başladım seni sevmeye... Önce aldırmadım seninle güzelleşen herşeye...Sonra tüm parfümeri dükkanlarını aşındırıp kokunu ararken anladım seni deliler gibi özlediğimi... Ne kadar gerçeksen o kadar yalandın... Ve ben her seferinde en baştan başladım...

Yeniden bir sondayım ama bu kez yeniden başlayacak gücüm yok... Ben senden vazgeçmek istiyorum! Herkes gibi biri olmanı yada hiç kimse olmanı istiyorum...Sesini duymak için telefonlara sarılmaktan vazgeçmek, ismini duyduğumda içimin titreyip,gözlerimin dolmasından kurtulmak istiyorum...Senin benim için herhangi biri olman ne kadar zor bir bilsen...Zaten kolay olan ne vardı ki benim için;Sanki seni öldürmemle sevmem ararsında hiçbir fark yoktu....Ve ben hep sevgim yüzünden cezalıydım...Hiç sonu olmayan bir yolda seninle yürümek,yeni çıkan filmleri birlikte izlemek, saatlerce sana sarılı kalmak,sadece ama sadece bir kez olsun sana sarılıp uyumak, bir sabah gözlerimi açtığımda yanımda seni bulmak isterken, sen sevgimle utanmamı sağladığın için galiba gerçekten "bir taneydin"!

İşte bu yüzden imkansızlığına hep inandım! Ben yalnız kalıp seni düşünmeyi deli gibi sever olduğumda, sen benim her şeyim olduğunda ben senin için hiç yoktum...Bu yüzden yalnızlıklarım, ağlamalarım, özlemlerim canını hiç acıtmadı.Benim tarafımdan sevilmek belki de hayatında önemseyeceğin en son şeydi... Keşke kendi dünyamda bir zamanlar seni sevdimden hiç bahsetmeseydim Ben Seni Seviyorum dediğimde Seni Seviyordum! Ben Seni Özlüyorum dediğimde Seni Özlüyordum. Ben Senin İçin Ölürüm Dediğimde ben senin özleminden zaten ölüyordum... Ve Ben Şimdi Senin Hayatından Gidiyorum!

Ne zaman Aralık'ta bir yağmur yağsa, ben geceler'de ıslanıyor olacağım,Ne zaman bir parfümeriye girsem hala kokunu arıyor olacağım, Ne zaman bir havuz görsem, kenarında oturup seni bekliyor olacağım demiştim... Başaramadım... Ben Kaybettim... Sen Kazandın! Artık sesimi duymayacaksın... Sana sımsıkı sarılmak istiyordum, kokunu içime yıllarca bana yetecek kadar çekerek, sana sımsıkı sarılmak istiyordum.... Gelmedin! Gelsen yapabilir miydim bilmiyorum...Ben artık gidiyorum.. Eğer hayatından çekildiğimi hissedersen, bana sana geri dönmemem ve seni yeniden deliler gibi sevmemem için şans dile... Ve Lütfen, Aralık'ta yağmur yağdığında sakın İstiklale gelme.aralıkta yağmur yağdığında..

Soner Arıca - Biz




Yaşıyor ama uzaktaysam senden
Bil ki seni hiç unutmadım
Ölüm değilse bizi ayıran
Yazık olmuş, hata yapmışsız
Senden ya da benden ne farkeder
Şeytana uymuş aşkı yakmışız

Adımı söylemezdin bana seslenirken
Aşk derdin, aşkım derdin
Her aşk dediğinde
Beni kendinde daha da aşık ederdin
Buluştuğumuz anları hatırlıyorum
Güller açardı gönlümde sen gelirken
Üç-beş saat bile ayrılsak
Yapraklarım dökülürdü sen giderken

Yanyana duran iki yıldızdık sana göre
En parlak, en güzel olanı bendim
Gökyüzünde ki tek yıldızındım senin
Fırtınalarda saklanıp korunduğun
Liman olduğumu söylerdin
Ömrünün sonuna kadar beni seveceğini
Kalbini kalbime kelepçeleyip
Anahtarını okyanusa attığını söylerdin

Benim için kıyamet seni kaybettiğim gün demekti
Ruhumda sakladığım en değerli hazinemdin
Sonsuza kadarda saklayacağım
Yokluğumda sen nasıl olursun hayal ettiğimde
Seni mutlu, çok mutlu görüyorum
Çünkü hep öyle ol istedim
Her şeyin güzeli senin olmalı
Aynı şeyi isteme benden
Yerine kimseyi koyamam ki
Ben kimseyi ama kimseyi seni sevdiğim gibi sevmedim ki
Sen bana aşk dedin, bizi kirletemem ki

Bazı şarkılar vardı birlikte sevdiğimiz
Senin bana, benim sana söylediğim
Onlardan biri yada benzerini duyarsan
Beni anımsar gülümsersin
Ben mi? ben hiç unutmayacağım ki
Okyanusa attığın anahtarı biri bulurda
Bizi bizden çözer diye
Daha iyisini yaptım seni kalbime kazıdım
Her atışında hatırlamak için

Yaşıyor ama uzaktaysak birbirimizden
Bil ki seni hiç unutmadım
Ölüm değilse bizi ayıran
Yazık olmuş hata yapmışız
Eğer ölümse bu ayrılığın sebebi
Ve bensem önce giden bu alemden
Kederlenme çok
Tıpkı benden istediğin gibi
Kendine sahip çık
Bensem kalan geride
Zaten sen hep göreceksin
Ben kimseyi ama kimseyi seni sevdiğim gibi sevmedim ki
Sen bana aşk dedin, bizi kirletemem ki

Küs olduk, ayrı düştük duramadık ki
Savaşları sevemedik ki barış olduk biz
Hüzünlendik dilden kaçan bazen iki lafla
Sevişmeye sebep ettik ayrılıkları

Niyet ettik, söz verdik en büyük aşka
Başkasının sevdasına imrenmedik biz
Neysek oyduk, öyle kaldık aynı inançla
Kimsenin öyküsünden kopya çekmedik

Ne acıdan, ne kayıptan
Korkmadık ki hiç biz
Ne kavgalar atlattık ta
Yılmadık ki bir gün
Üstüne gittik sevdanın
Yenilmedik ki
Kimsenin duygusundan
Çalmadık biz

Başkasının oyununu bozmadık biz
Bu dünyanın uyumunu bozmadık biz

Blog Arşivi