26 Nisan, 2008

Durup dinlediğim sessizliğindi önce...


İncinmiş yanlarından tanımıştım seni.


İç’im yanmıştı kapının arkasına çömelip ellerinin başının arasına aldığında


Sözcüklerine bağladım tebessümü Yâr...




Yürünesi yollar kapanası olduğunda kanadı yitik turnalar gördüm rüyamda...
Korkular sobeledi ömrümü çıkmazlarda...
Akordu bozuldu ömrümün...
Sustu(n).... zayii oldum...
Ellerimi cebime koydum, hüzün bulaştı parmaklarıma...
Poyrazın zulmune takıldı uçurtmalarım...
Yüreğim(n)e takıldı ayaklarım.
Düş’tüm; dizleri kanadı kısa pantolonlu çocukluğumun...



Cân’

ımı yaktı masallar...





İltica ettiği ülkeden sınırdışı edilmiş olmanın hüznü ile açtım ellerimi Yıldızların Sahibine...
Bir yaş düştü iç’ime...
Ardından bir kelam dilime....
Düş’tüm kuyuların dibine... ama hiç düşmedim zifiri karanlık ümitsizliğe Yâr ...



Haydarpaşa bile grilere büründü... ben düşmedim ümitsizliğe...
Mavinin yankısı vardı yüreğimde...
Malumun olsun Yâr... bir düş değdi çocuk yüreğime...



Âşkı sobeliyorum iç’imde...



Kafesini açtım bunca zaman korumaya çalıştığımın...



"Git gayri... Ben senden geçtim" dedim.. "Git o Yârin ellerine..."




Titredi küçük kuş...




Çırpındı ... uçtu...

Hicreti ellerine...
Aç pencereni... Sokaklar ayaz...
Güneş ısıtmaz avuçların kadar...
Mülteciyim...














Sen şiirin kendisisin, ben ise şairlerden ödünç aşk şiirleri toplayan bir gezgin.

--------------------------------------------------------------------------------

Hakkımda ne biliyorsan yarısı doğru yarısı ise eksik…
Yolun yarısını geçtiğim doğru elbette.Farkında olmadan geçirdiğim yıllardasın sen hâlâ.
Yoğun bakım ünitelerinde kaç kez yattın ki sen, nerden bileceksin hastane ortamlarında çaresiz beklemelerin ne anlama geldiğini?
Yeni güne devrilmiş saatlerde yaşarken ben, belki de sen uykulardan uyku beğenmektesindir. Daha ne çok uyku var uyuyacağın oysa.
Aynı şiiri farklı tonlamalarla okuduğumuzu fark ettiğimde eminim ki aklımızdan geçenler örtüşmemektedir. Örtüşmesi de gerekmiyordu ayrıca.
İkimizin de baharı yaşadığı elbette doğru. Savrulan eteklerinle karşıladığın ilk baharındayken sen, ben sonbaharımda koşuyorum.
Sana yazılmış mektupların farkında değilken sen, ben daha nice mektupların daha çok mektup yazacak kimselerin olduğunu biliyorum.
Hata yapmaktan korkma çağındasın, ben ise hataların ortasında yaşamı sorgulamaktayım.
Sen şiirin kendisisin, ben ise şairlerden ödünç aşk şiirleri toplayan bir gezgin.
Senin okunmayı zorunlu olarak bekleyen kitapların var, benim ise yazılmayı bekleyen bir veda kitabım…
Üniversiteyi bitirdiğim günlerde ana rahmine düşmüş olanlardan mısın yoksa sen?
Sen yanlış yapmama kaygısındayken, ben yanlışlarımı çok seviyorumda, doğrunun hangisi olduğunu arıyorum.
Ütü masası değil, üzerinde ütününün sıcaklığıyla düzelmeyi bekleyen bir gömleğim, ütü kim?
Bir piknik alanında gece yakılan bir ateş çevresinde şiiri arayanım ben, sen ise ateşin kendisi olmalısın.
Yarısı doğruysa hakkımda bildiklerinin, yarısı da eksik.
Ben ise hakkında hiçbir şey bilmeyen, bilmediği için de öğrenmeye çalışan, belki de bilir gibi yapan cahilin teki değil miyim?
Dudaklarına değdiği için hiç yıkanılmak istemeyen bir su bardağıyım belki de. Sen ise temizlik düşkünü olabilirsin pekala.
Gidersem rahatsız eder miyim diye düşünürken sen, benim gelse ve hiç gitmese dediğimi nerden bileceksin ki?
Gözlerimle bakamazsın elbette, gözlerimle gördüklerimin zihnime nasıl da çakıldığını nereden bileceksin ki?
Giydiklerin giymeni isteyeceklerimdir belki de, ama çıkar ve bende bırak bırakabilirsen.
Şu ana kadar yaşadıklarımın iki katını yaşadığında ben nerede olurum bilemiyorum. Ama kayda geçerse bu sözcükler birilerinin ”İşte ben” diyecekleri olacaktır, biliyorum.
Çayı demle belki gelirim bir akşamüstü. Fincandan olmasın bardağı tercih ederim, teşekkürler.
Ne sen olduğun yere aitsin, ne de ben. Benim fakirliğimi senin zenginlik diye okuduğunu biliyorumdur kimbilir.
Hakkımda herşeyi bilmek istiyorsun, benim bile bilmediklerimi. Sana mı yazıldı şimdi bu satırlar? Ne farkeder ki? Farkeder, mi diyorsun fark ettiğim çocuk.
Yirmisinde yazılmalıydı, yirmi birine sarktı gecenin bir buçuğunda. Sakıncası yoktur umarım.
Devamını sen getir, kabulümdür. Varlığım korkutursa seni çocuk sen de uzak dur, alışkınızdır belki de







Belkide hâlâ...neyse



Öylesine...
Canimi yakmadan ilk defa,gözyasi dökmeden hiç,oturmadan sabahlara kadar...Düsündüm!!!
Ne çok yara aldigimi,benden götürdüklerini,geride kalan yasanmisliklari...
Belkide hâlâ...neyse

Her zerreme dasilmis,tüm benligimi kaplamis varligin...Zor da olsa,yorulsamda,içimdeki seni bitirme hevesindeyim simdilerde.
Bana artik ruhsuz-duygusuz bakan gözlerini görmeseydim ve sen gitmeseydin...Ya da yitmeseydin hayallerimden bile...
Belkide hâlâ...neyse

Zaman herseyin ilaciymis,kanayan yaranin devasiymis ya...bu sözlere tutundum iste.
Umutla dogan günes lazim bana,uykusuz geceler degil...
şen kahkahalar yakisir bana,gözyasi degil...

Belkide hâlâ...neyse

Artik keskelere yer yok yeni dünyamda,
Bundan böyle tüm keskeler sana yakisir,senin lûgatinda...!





İnsanın -canının acıması- yani...Ne derin bir anlam bu, gerçekten bilene...

--------------------------------------------------------------------------------

Bir vazgeçiş öyküsü bu...Dinle! Sevdiğim...
Canını canıma kattığım senden,uğrunda herşeyi hiç yapabiliceğim senden,vazgeçiyorum...
Cam kırıklarıyla dolu bir yolda,yalınayak yürümek gibi yokluğuna alışmak...Tam acıya direniyorum derken,batan her yeni parçayla sımsıkı sardığın o yaraların -bir daha asla yaralanmam derken- tekrar
tekrar kanaması gibi...


İnsanın -canının acıması- yani...Ne derin bir anlam bu, gerçekten bilene...
-Canım acıyor-........


Hiç aklımda yokken,tüm zihnimi zorlarken sadece sensiz anıları düşünmeye,sen dolu anlara gömülmek ve medet ummak özlemime çare olsun diye dalgın bakışlarımda gördüklerimden,her nakaratta daha da perişan bir yenilgi demek...
Anlamların benliğime yüklediği gerçekler çok ağır artık! Varlığımı zorlayan bu oyundan yoruldum!


Seni özlemekten...Yokken varsaymaktan...Esirin olmaktan...Hayal etmekten...Yaşanmamış saymaktan...Var gibi görmekten...Yok gibi yaşamaktan...Yoruldum !!!


Öyle bir labirent ki bu,bilmeden kendimi içine hapsettiğim,bulduğum bütün çıkışlar sana yeniden başlamama sebep aslında...Ve kalemi hiç kaldırmadan yerinden,başladığım tüm başlangıçlar artık sahte!
Tüm bu sahtelikler içinde, gerçek olduğuna inandığım sevgim vardı hep kar kalan yanıma, artık o bile zararda!
İskontolu bir taktik uyguladığı, ve alış fiyatına satılık artık herşey hanemde...



Bir vazgeçiş öyküsü bu...Dinle! Sevdiğim...
Yokken var ettiğim, olmayan varlığı ile kendimi büyülediğim,haddinden abartılı önemsediğim, büyüttükçe büyüklüğünden korktuğum bu sevginin sahibi senden...Vazgeçiyorum !

Gerçek bildiğim, hissettiğim için inandığım, inandığım için doğru saydığım herşeyden...Beni ben yapan duygularımdan...Seni benim sayan bütün düşüncelerimden...Bir çırpıda hemen...Vazgeçiyorum !!!
Öyle kendinden emin bir geçiş ki bu, tek bir zerre bile sen barındırmayan içine,içimde öyle rahat, hiç tereddütsüz bir biçimde !

Zaman şimdiki zaman...Ve sen artık hep benim geçmişte kalan






Eller günahkar , diller günahkar bir cag yangını bu butun dunya gunahkar ..

ne kadar dogru diyor sarkının sözleri
aynı umudumun yitikliği , cevremde sevdigim insanların sakladıkları asıl igrendiğim yüzleri anlatılıyor gibi ..
kandırılmak mı koyar insana sonradan öğrenmek mi acaba ..
ben her ikisini de tattım ama sanırım kandırılmak daha agır bu dunyada
Allah tatdırmasın tatmayan hic bir kuluna ..

benim benden dediklerimin yani senin sahte cıkmana, ögrendigim bildigim herseyi(imi)n yalan olusuna , ve bana sadakatten bahseden kalpsiz bir adama söylesene kimin yuregi dayanırdı buna..

benden baska ..

sorunsuz bir cevre yazıyordu bugun yururken gördugum caddeye astıkları ilanda..
ve ben onu gorunce sadece dusundum sorun muydu bu olanlarda
değildi aslında sadece ve sadece tecrube oldu bunlar bana
bir daha sana aldanmamam icin bir sebeb daha ..

ama napim amansız bir gonul bu da
yine de isterdi seni yanlıs ve yanlıslıklarla dolu olsanda ..
simdi sana gel desem gelir misin acaba ? ?

yok ya yine acabalarla ugrasmaktansa
bırakıyorum ben bu defteri burda
elime almayacagım artık bir daha
ve cumlelerime özne olamıcaksın sen asla ..

BUSRA TUREGUN







Noktayı sen koy, perdeyi sen çek de yine alkışlasınlar seni...!

--------------------------------------------------------------------------------

İsyana aşeriyor yüreğim bu gece...
Yaşananlara, yaptıklarına, acıttıklarına, kanattıklarına yanıyor.


İsyana aşeriyor dilim bu gece...
Susuşlara, bitişlere, var olamayışlara çığlık atıyor.


İsyana aşeriyor gözlerim bu gece...
Dökülen yaşlarına, göremediği mutluluk tablolarına, gidişlere, yol ayrımlarına ağlıyor.



Biraz daha büyüdüm bu gece...
Yüzüme her gülenin dost olmadığını bir kez daha anladım.

Çok radikal kararlar aldım mesela. Teoride olan düşüncelerimi pratiğe geçirmeye karar verdim.


Yanlı taraflarımı attım bu gece...
Senin bana hiç olamadığın kadar öznel olup geldim yanına.

Sahte sözlerden etkilenmeden aldım seni sol yanıma.


Kendi dünyamı tanıdım bu gece...
Sen olmayınca yıkılacak kadar küçük olmadığını anladım. Sen olmasanda sevdamı yaşatabileceğimi anladım.


Senin yaptığın gibi başkalarıyla değil, kendimle paylaşarak yaşar bu sevda. Dilimde değil, yüreğimde yaşar.


Ulu orta her yerde paylaşacak kadar onursuz olmadı benim sevdam. Bu kadar düşmedi yerlere...

Milletin ağzına sakız olacak kadar alçalmadı. Tanığımı sandığım insanların ütopyaları ile kirlenmedi.


Senin yaptığını yapmadım mesela...
Sevdiğime laf söylettirmedim.
Sende hiç var olamayan bende ise yok olamayan "biz" i harcatmadım bozuk para niyetine.

Korudum, kolladım aşkı.
Kadrim, kıymetim bilinmedi diye pes etmedim.

Sonuna kadar savaştım.
Var olduğunu sandığım "biz" i kurtarmak adına engin denizlerde kulaç attım.


Boş yere çırpındı yüreğim, yok yere tuttu nefesini...
Benim susmayan kalemim, seninse boş konuşan dilin en

mutsuzundan bir son yazmış bile bizim için.
Şimdi nokta koymak düşer bize...




Hadi! İndim ben sahneden... Çektim elimi ayağımı...
Noktayı sen koy, perdeyi sen çek de yine alkışlasınlar seni...!

















Hep sen varsın…
Bir daha asla dokunamayacağımı bildiğim halde;
Yüzün…ellerin..hep avuçlarımın içinde,
Parmaklarımın ucunda sıcaklığın…
Beyaz tenine dokunduğum öğle üzerleri…
Uyurken koynuma alıyorum şimdi seni…
Sensiz olacağım sabahlara uyanıyorum her defasında…
Sen kim bilir hangi sabahın hangi parıltılı güneşine uyanıyorsun…
Kim bilir aklında kimlerle yıldızları,”Ay” ı seyre dalıyorsun…
Peki ya ben hiç düşmüyor muyum aklına bir an olsun?
Çağrılarımı duymuyorsun
belki de…
Anlayamazsın…
Neler yaşadım ben bu aşkta..
Uzak aşk…
Uzaktan sev beni…
Bir tek yıldızlar şahit olsun sana…
Bana ise dinmek bilmeyen yağmurlar…
Ya da göz yaşlarım yağmur olsa sana yağsa…
Bunca zaman hissedemediğin beni
O zaman hissedebilir misin?
Söyle…
Söyle de göndereyim sensizliğe yağan göz yağmurlarımı…
Onlarla uyumak istemiyorum artık…
Sensiz sabahlara onlarla ‘merhaba’ demek istemiyorum…

Sen her ne kadar yanımda olmasan da,
Ben seni en kuytu köşelerimde var ediyor,
En girilmemiş gizli bahçelerimde yaşatıyorum..
Sen ne yaşadın,hiç bilmiyorum





Senin Canın Icinde Bir Can Var O Canı Ara
Dağının Icinde Bir Hazine Var O Hazineyi Ara
Yürüyen Dervisi Arıyorsan Onu Senden Dısarıdan Arama
Kendi Nefsinde Ara



Hala alacağı olan varsa alsın..!!
Ben her şeye bu kadar umutla bakarken yeniden ne varsa umuda dair yıktın da gittin



Bir yerlerde hatalıyım biliyorum beklide hatalarım en başa dayanıyor
Çok umut kırdım çok yürek param parça oldu yolumda bedel ödüyormuşum
Öyle diyorlar...
Ben borcumu yüreğimi harcayıp verdim
Hala alacağı olan varsa alsın



üstü kalsın….



Ama ya sen
sen neden herşeyi böyle parçaladın yağmaladın
serdiğim yürek zaten senindi
zarar ziyan etmene ne gerek vardı ki
Ama işte sen


Sen öyle bir anda gittin ki


Tam ben hayata bi anlam yüklemiştim
Daha önce yüklemediğim bi anlam
yaşamak gibi mutluluk gibi aşk gibi….
Sen tamda bana yakınken
tamda elimi uzatacakken tamda benim diyecekken
umutlarım tamda kıyılara vuracakken gittin…


Sevdiğim...


Aşkın yüreğimden sebepsizce derin acısıyla çıkıp gidiyor
Durduramıyorum...
seni..
şimdi ve bundan sonra
güneş batmadan yarım kalıcak
tıpkı bu aşk gibi….
tıpkı benim gibi....













Senden Ayrılmak Degilde Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun ...
Benden Sonra Lanet oLası eLini Kim tutacak Kim Sevecek Kim Saracak Seni...
Ne Zoruma Gidiyor Biliyormusun ..

Senden Ayrılmak Degilde O öPüp Koklayamadığım Kıyamadıgım Saclarını Kim eLLiyecek ..Benim Zoruma Ne Gidiyor BiLiyormusun..

Senden Ayrılmak DeğiLde .Sana Doya Doya Seni SEviyorum Diyemedim ya. Sana Kim Seviyorum Diyecek Benim Zoruma Bu Gidiyor..

Kim Tuta BiLir Senin eLini Kim Sara BiLir Senin boşlukta oLan Yerini. Aklıma Geliyor İlk Tanıştığımız Gün Geliyor..
HatırLıyormusun iLk Seni Seviyorum Dediğimi..iLk Sen Deniz GözLümsün Dediğimi Hatırlıyormusun..
Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun
Zamanı Geçmişe Döndüremiyorum ya..Zamanı Geri Çeviremiyorum ya.
Yanıyor Yüreğim ..
Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun ..DünyaLArı Verdim DünyaLarı Yıktım..
Sana Varya Ömrümü Verdim..
Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun..
Anlamadın AnLayamadınya Beni...
Ne ALLaha Ne KeDere İsyan eTTim Şimdiye Kadar..
Ne Sana Ne Sana oLan Sevgime Söz Gecirdim..Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun..
AğLarken Beni GörmeLiydin Senin iÇin Defalarca Kendimi Yıprattıgımı Senin İçin Varya Canımı...
Tek Kalemde Vereceğimi aNLamadınya..
Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun..
SeninLe Bir Yatakta Sana SarıLıp Doya doya öPmeyi.
Sana Seni Seviyorum Demeyi Sana Canımsın Diye İnLemeyi Söyleyemedim ya..
Laan Bir Kez Ya Birkezz Gururunu AyakLArının ALtına aLsaydın .BikezCik Bana İnansaydın.
Ben Aşkta Gururu BiLmezdim Sen Severdin Sen Bana Kıyamazdın .
Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun..
Bana Canım Demeni öZLedim.. Bana Senin İçin öLürüm Demeni Özledim.
Bana Varya Kızarken O BakışLArını öZLedim ..
Bana O NinniLer Anlatmanı Bana Ninni Smylemeni Özledim...
Zoruma Gidiyor Sen BiliyorMusun..
Hatırlıyormusun Bigün Bana Ne Demiştin..
DünyaLArı Yıkarım Senin iÇin .Senin İçin DağLArı Delerim. Sen iSte Annemi Babamı Saymaz Yine Gelirim Demiştin..Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun....
Sen GeLemedinya Sen Benim OLamadınya..
Sen Canını Canana Veremedinya.Zoruma Gidiyor. Deniz Gözlüm.Sen Benim oLamadınya..
Bak Zaman Ne Çabuk Geçiyor Ne Sen varsın Ne Ben.. Zaman Varya ÖyLe Bir GeÇiyorki.
Zoruma Gidiyor Sen Biliyormsun..
Seni uNutamadığım. Sen Allahadamı İnanmıyorsun..
Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun..
Seni Cok öZLedim. Seni Seviyorum Diyemedimya Yanıyorum..








En büyük ihanetindi gözlerime baka baka sevgiden söz etmen .....
yaktığın ateşi söndürmek için cesaret gerekir....

Sessizce çekip gitmek miydi , arkanı dönüvermek miydi cesaret!!!.....

Ardında bıraktığın gözyaşlarının yolunu yıkayacağını mı sanıyordun? O gözyaşları sadece benim ruhumu yıkadı.... Kalbime karşı mahcubum artık....

Doğru olan hep sen , yanlış olan da ben miydim..? Sen beni yıkıp geçtin ama ben sensiz geçen günlerimi senli anılarımla doldurmayı ve senin hak etmediğin sevgime sahip çıkmayı başardım..Biliyorum sende benden yana
zerre kadar anı yok, olmasını da istemem zaten!!! seni öyle bir gömdüm ki o enkazın altına artık hiç çıkarmayacağım....bencil duygularının esiri olamayacak kadar uzaklaştırdın beni kendinden ve kendimden... ben ne kadar yoksam sende o kadar yoksun artık...

Bir tek seni düşünerek yaşama alışkanlığımdan kurtulamadım.

Hak etmediğin kalbim hala senin için ağlayabilecek kadar kırık sana ...

Ben ne kadar yanında olmak ne kadar destek olmak istesem de , senin hep
kaçışlarının nedenini şimdi daha iyi anlıyorum...kendine bile itiraf edemedin değil mi ?

Benden kaçarken nereye gittiğini biliyor olsam da , gittiğin o yerin seni çoktan tükettiğini bir tek sen anlamadın ve sonunda beni de tükettin...

Hani hep söylerdin ya '' toparlanacağız birlikte , ayağa da kalkacağız''

Ne oldu peki ? toparlanabildik mi ? yoksa iyice dağıldık mı ?....

Sen bütün sevgime , bütün tutkuma ve bendeki büsbütün sana rağmen bir fırtına gibi estin hayatımda ... sen esip geçtin gittin ama ( sadece sendin giden ...............) O fırtınada kopan yanlarımı , savrulan yanlarımı hiç görmedin göremezdin.... görmek de ayrı bir cesaret ister...

O fırtına sonrası enkazlar arasında öyle bir parça buldum ki büsbütün sen baştanbaşa bendeki seni yaşatacak kadar sen...

Hiç aklına gelmezdi senden kalan yanlarımı yeniden toplayıp küçücük bir dünya kuracağım ve bu küçücük dünyama kockocaman bir sevgi sığdıracağım.... o küçücük anıya sığdırdığım mutluluğu sen hiçbir zaman
görmeyeceksin....senin bencil duygularına feda edemeyecek kadar çok seviyorum senden kalanları...

Şimdi sakın arkana bakma ... ben ne yapıyorum nasıl yaşıyorum sakın sorma.... vicdanın senden yana olsun...

Git artık ...istediğin kadar uzaklara git ...sakın ama sakın bana yaklaşma!!!

Bir kez daha yaklaşırsan ! bu kez yakan değil yanan olursun... Söndürmeye cesaret edemediğin o ateş bu kez seni yakar .... Arkamı gönüp gitmem senin gibi.. ama sende de olmam ... sadece uzaktan, içim yanarak da olsa uzaktan bakar kalırım öylece ....

Biliyormusun ; seni ne çok sevdim , ne çok inandım , ne çok güvendim.... ve sen benim güvendiğim , sevdiğim , kendimi kendinde hissetiğim en son insan oldun......Artık ben kendimden başkasını sevmiyorum.. kendimden başkasına inanmıyorum.. kendimden başkasına güvenmiyorum....anladımki benden başka herkes bana yalan söylüyor...

Tıpkı ; senin gözlerimin içine baka baka sevgi sözleri sarf ettiğin gibi......Tek cesaretin bu koca yalan mıydı????

Senden arta kalan bir gerçek daha var ki;

yanıma yaklaşmaman gerçeği...

Çünkü ben seni Hala ÇOK SEVİYORUM....uzak dur sevgim yakmasın seni.....

sevgi ışığımı aldım yolundan dilediğin gibi yürü artık... ister karanlıkta ister loş ışıkta..













Bu nasıl bir gidiş böyle!
Hastalık bulaşmış bir köyü terk eder gibi...
Suya sabuna karışmadan akıp gider gibi...
Suç işlemişcesine vatanından kaçar gibi...
Bu nasıl bir gidiş böyle!
İmge toplamak için mi istila ettin yüreğimi!
Batırdın bayrağını göğsüme...
İsteseydin... Sana el değmemiş ilhamlar verirdim...
Gerek yoktu uygarlığımı ateşe vermene!
Şimdi... Küllerinde duman tüten...
Ve içinde ekmek pişen ker*** fırınların yıkıldığı...
Harabe bir bedende soluk alıyor sevdan...
Bu muydu istediğin!
Yakışmadı!!!
Yakışmadı bu galibiyet erliğine../..Sırıttı...
Can özüm../..Yaşlı kurdum../..Serserim...
Bir zamanlar hasretle bekleyenim...
Söylesene...
Bu nasıl bir gidiş böyle!
Cinayet mahalinden uzaklaşır gibi...
Kan davalını görüp saklanır gibi...
Bir evi soymuşcasına pencereden atlar gibi...
Bu nasıl bir gidiş böyle!!!