bir aşk mevsiminde öldürülmüştüm
geri dönmedi katilim cinayet yerine
dönüyorum sardunya zamanlarıma
ilkyaz çiçekleri kokularını salsın
belki unutulmuştur adım,
tozlu çekmecelerde saklanan sevda mektuplarında
ya da yürek dağlayan bir şarkının dalga kıran ritminde
olsun...yine de dönüyorum,
kadınlığımın ağrıyan uyluklarında barınan düş tomurcuklarına
aldandığım mavileri geri alsın Ege
dualarla yıkadım ruhumu
ve arındım soytarı vedalardan....dönüyorum
geç oldu ama anladım....kimse giderken götürmüyor sevgileri yanında
yanılgılarımı yüzüme vurmayın,
içimdeki çocuğun masal saatine denk geldi aşk
anladım dedim ya....daha fazla yormayın
şarkılar kadar sevmiştim....ama bitti
ciddiyetini yitiren vaatler utansın,
ben utanmıyorum öznesi tutku olan sevi*melerimden
yürüyüp geçtiğim yollar bir zahmet karşılasın beni
vedalar vesikamdır artık....dönüyorum
Uykudan yarı uyanabilmiş bir sabah
yıkılmış o küçük dünyanın ardından
hıçkıran konuşma
verilen yarım sözler
yarı dağınık saçlar
yarım bilet
başlayacak o belirsiz bekleyiş
yarıda kalmış aşkın;
kalpleri buzlaştıran soğukluğu
sonu görülememiş bir rüyanın
yarı silik çizgileri
parçalanmış
ama doğruyu birlikte bulan
iki ayrı yanlışız biz şimdi
CEM GUNES
Gönlün Oldu Mu?
Susuzluktan yanan deli gönlümü,
Ateşlere attın, gönlün oldu mu?
Yakıyorken hasret ahir ömrümü,
Aşk çölüne attın gönlün oldu mu?
Kan çekilmiş gibi damarlarımdan,
Bezginlikler geldi zararlarından,
Ecel bahçesinin kenarlarından,
Kendime yer kaptım gönlün oldu mu?
İkimizde belki yanlışa düştük,
Elimizde varken yok’u bölüştük,
Tek var olan aşktı ama dövüştük,
Galibi sen oldun, gönlün oldu mu?
Yarama tuzları, merhem diyerek,
Azdırdın sürdükçe kalbi deşerek,
Uzattığın tastan şifa diyerek,
Zehirleri içtim gönlün oldu mu?
İlerledi yaşım na-murad ile,
Ellere bakamam bu surat ile,
Eline geçecek son fırsat ile,
Üç kuruşa sattın gönlün oldu mu?
Ölüyorum şimdi aşk pazarında,
Dünya’nın değeri yok nazarimmda,
Taş çıktı koskoca bak mezarımda,
Aşkımla gömüldüm, gönlün oldu mu?
Bırak, kalsın yüregim bende
O paramparça O kırılmış dökülmüş,
Yinede olsun bırak bende kalsın!
Yara bere içerisinde onu sana veremem anla beni !
Bütün sevdalarım ellerinde yokettiler onu
Bir başkasına vermeyeyim diye
Herbiri parçaladı yüregimi,
Bırak bende kalsın
Sana onu veremem
Çok istesemde, seni yüregime
Sen gelme sakın !
Üzülmeni istemem,
Bulmuşken bütün yollarımın geri dönüşünü
Unutmak istemiyorum ...
Bırak kalsın bende yüregim
Nede olsa,
O bana alışık Bende Ona
Geçinip gidiyoruz gözyaşlarıyla,
Bir başka elde daha parçalanmasın istiyorum
Dokunma yüregime
Dokunma pembeleşmiş hayallerime !!!
CANAN AKGUL
Unutmak kadar yalnızım
Ve hatırlamak kadar çok şeyim var anlatacak.
Yanında olamamak kadar çaresizim
Bugün bir şiir yazdım
Yalnızlığı savuştururcasına
Bugün bir şiir yazdım
Hasrete kavuştururcasına
Bugün bir şiir yazdım
Yemekten önce atıştırırcasına
Bugün beni yazdım şiire
Bugün bendeki seni
Bugün ne kadar şiirsem
Bugün o kadarsın aklımda
Bugün ne kadar şairsem
Ölüm o kadar uzakta
İşte bugünüm şiirim ve sen.
Ölümün çığlığı var kulaklarımda
Sonbahar bu dinlediğim
Saklamak zor aşkı
Yaşamak çelişkili
Yapamadığım o kadar şey var ki!
Sevmeyi olsun becermeliyim.
Ölüm var yarın
Seni bugün sevmeliyim
Ve bunu sana
Şimdi söylemeliyim
Ne kadar söylemeli sana
Uykusuzluğun tanımını
Yaşadıkça mı büyür aşk?
Sakladıkça mı?
Bir menekşeyi saklamak değil yarına
Koklamak var aklımda
Açmadan daha
Tohumuna sevdalanmak var
Ölümüne sevdalanmak
Hangi isimsiz mevsimde, hangi diyarların rüzgarları taşımıştı seni ellerime, kimbilir?
Ne ürkek ne de cesur, sıfatsız bir benlikti uzanan kollarımda.
Kalıcı değildi gelişin ama, biliyordum sonsuz da değildi gidişin.
Gözlerinin gözlerime değişiyle kanatlandığında yüreğim, damla damla sana birikti hasret yağmurlarında yıllanan sevdam. Ne öyle kolaydı dokunmak sana herkes gibi ne de anlatmak o mucizevi ışıltıyı dudaklarımdan. Başkaydı bu... Sıradan değildi sana sevdam. Dillendiremediğim itiraflar zincirinin son halkasıydın sen, dönüm noktası bir nevi hayatımda. Yepyeni bir başlangıç gibide değil,
asırlık öykülerin bir kez daha seslendirilişi gibi adeta.
Hiç görmediğim topraklar kadar yabancı,
anne şefkati gibi aşinaydın bana.
Bir buse kadar yakınımdayken,
samanyolunda bir yıldızdın aslında.
Ellerinden en soğuk mevsimin ilk karları düşerken,
yüreğinde terledi sevdamla sevişen korkuların.
Bana sorsan; sonsuzluktur sana susuzluğum derdim,
sense sessiz çığlıklarını duymamı beklerdin
ıssız yollarda yitirdiğin yüreğinin.
Kayıp yıllarını bulamam senin,
acılarını silemem dünden, bugününü ver bana, yarını ben göremem.
Öyle beylik laflarda edemem ben duygularını büyülemek için.
Bakışlarım değsin isterim nadasa bıraktığın özlemlerine.
Bir yudum aşksa akıtacağım sana, çiçeklensin bütün tomurcukların dallarında.
Öyle kolay kuramam zehir zemberek telaş kokan cümleleri.
Söylendiğinde de unutamam şarap rengi gül kokulu teklifleri.
İhtimallerle yaşamam belki, ümitlerimde yaşatırım bütün ihtimalleri.
Hayallerimde büyütürüm seninle dolacak günleri.
"Gelseydin, olsaydın yanımda." demem hiç korkma.
Ağlamam bugün yokluğuna yarınlarımda düşlerken seni.
Şimdi sen dilersen birkez bile anma beni.
Unut herşeyi, sil bütün resimleri.
Sen gerçek olamayacak kadar benimsin.
Varsın dökülmesin bana sevdan dudaklarından.
Varsın akmasın kan kırmızısı aşkın bedenime.
Ne çıkar...
Mühürsün artık yüreğimin buğulu gözlerindeki son aşk damlasına..
Yaşamak pahalı diyorlar
Yaşadığımız bunca ucuz şey arasında!
İnsan kalbi kırmak: bedava!
İhanet: bedava!
Yalan: bedava!
......Ya saydırmayın şimdi bana.......! ! ! !
Sevdin mi?
Dürüst olacaksın,
Sevmedin mi?
Yine dürüst olacaksın
Sevdi mi?
Saygı duyacaksın
Sevmedi mi?
Yine saygı duyacaksın
Hissettin mi?
Huzur vereceksin
Adil olacaksın
Beklentisiz seveceksin
Bitti mi?
Konuşacaksın
Dürüst olacaksın
Yıkmayacaksın…
Yapmadın mı bunları?
Hak ettiğin kadarını alacaksın…
Üzülmüyorum artık
Bırak beni ve git !
Ağlamıyorum sesimde titremiyor
Aldırış etme artık git !
Sen gittikten sonra
Belki ağlarım
Hasretim Özlemim sana dair neyim varsa
Ayaklanır ve üzülürüm ...
Ama sen yinede git !
Acı çekmiyorumki ben
Sadece hüzünleniyorum ...
Olsun sen git !
Ellerimi tutma ama sakın !
Giderken yavaşça çekip ellerini ellerimden
Kapıları açıp gideceksin
İşte buna dayanamam
Git-me deyip sana boynuna atılırım
Sus!
Çıtını çıkarma
Kalk ayaga
Gözlerime sakın bakma ona hiç dayanamam
Aç kapıları ve çarp yüzümü hızınla
Beni sevdigini söyleme sakın !
Buna dayanamadıgım için degil
Yada sana git-me demekten korkarım diye degil ...
Sadece sana inanmam
Söylesene sevseydin Gidermiydin
Gece bile fazla bu akşam bana…
Öyle siyah, öyle alacalı ki karanlık..Uyumak istiyorum, alabildiğine..Kapatıyorum gözlerimi, sen oluyorsun uykularım..
Açıyorum gözlerimi, yalnızlığa kapılıyor düşüncelerim…
Anlamsızlığımla eş değer oluyorsun aniden…
Gidişini seyrediyorum, anılarımın arasından…Tozlanmış duyguları temizliyorum, kelime kelime..İçim acıyor, derinden…
Gülüşünü anımsıyorum…
İçim burkuluyor…
Sensizliğe alıştırırken günlerimi, şimdi ne gerek vardı ki sana ? Düşüncene bile tahammülü yok yüreğimin..
Silebilsem yüzünü, gözlerimden…
Ne acı…Seni hiç unutamamışım ki ben…Eskiyen eşyalarım arasına saklamışım yaşanmışlıkları...Ertelemişim sensizliği bile bile…
Şimdi…Ne şarkılar, ne satırlar dolusu cümleler..Hiçbiri iyi gelmiyor sensizliğime..
Belki, çığlıklarımı susturmasam, ağlasam yağmur misali damla damla…Kimbilir, unutulursun belki ozaman…
O an, duygularıma baş kaldırıyorum…Bakıyorum gökyüzüne, bırakıyorum çığlıklarımı yıldızlara doğru…
Atıyorum seni özleyen her bir parçamı…Yüreğimi arındırıyorum fazlalıklardan…
Bu kadar kolay olmamalı…İçimdeki ses, seni çağırıyor her darbemde…
Durmuyorum…Parçalıyorum seni…Kanıyor her bir yanım...
O SiLüet Benim Lanet oLsun!!! Hala bekliyorum! Hala.. Seni beklerken çürüdüm yine...
--------------------------------------------------------------------------------
Tek başıma yaşlandığım dört duvar bir odanın içinde hayallerim, yalnızlığımla sevişirken aynadaki yansımamdan korktum!
Göz yanılmasıdır diyip geçiştirdim..
Odamda bir gün daha yetebilecek oksijen kalmamıştı; camı açtım..
İçeri giren güneş ışığı toz taneciklerini gözüme sokarcasına anlık görüntülerine flash patlattı sanki.
Ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum.
Ya çok uzundu ya da anlık bişey...
dejavu yaşadım bir süre;
odamı belli aralıklarla mutlu ediyodum çünkü.
İnsanların "her gördüğümüzde farklı oluyosun bukalemunmusun evrim mi geçiriyosun"
tarzındaki cümlelerine maruz kaldığım ve sırf yaşadığım bilinsin diye görştüğüm bir kaç arkadaş diye nitelendirdiğim
varlıkları sevindirdiğim gibi.
Ölü-diri arasında seçim yapmakta zorlanan beni sevindiren sey neydi acaba?
Yaşadığı dört duvarın içini toparlamaktan aciz bir insanı ne sevindirebilirdi?
Önce sevinmek nasıl bişey biri anlatabilirmi?
Sevinmek-sevilmek-sevmek..
Motive olmak için geçtiğim aynanın benden kaçtığını düşünüyorum artık
ben bile tereddüt ederken..
Her baktığımda düştüğüm yanılgı: Bu benmiyim? Halisülasyonmu?
Gözlerimin ileri derece bozuk olduğu doğru ama kendimi tanıyamayacak kadar değil en azından...
O silüet benim lanet olsun!!!
Yüzümdeki maske benzerini çıkarmaya çalıştım canım yandı.Gerçekten bütük bir acıydı ki
canımın yandığını hissettim..
Oysaki acılar müptela olmuştu bana, can yanmaları kronikti ;yaşam dediğim bu kısır döngünün demirbaşlarıydı.
(...)
Camdan dışarı bakmak istediğimde sokakta oynayan üç beş çocuk geliyo aklıma.
Odamı iyice karartan perdelerden elimi çekiyo bi güç.
Çocukluğum geliyo aklıma yarını bilmeden saf- düşüncesiz mantıkla geçirdiğim siyah beyaz olsada renkli zaman dilimi.
Bende çocukken görseydim bu halimi korkar sokağa çıkamazdım(!)
(...)
Gecenin karanlığında camda oturup haber güvercini bekliyorum..
ayağının birine bağlanmış bir notu.
Hala bekliyorum! Hala..
Nye böyleyim? Neyi bekliyorum hala?
Bu durumdan sorumlu olmak isteyen gönüllü sen olacakmısın?
Yavaş yavaş çürüyo bedenim.
Leş kokuları yayılıyor etrafa
Seni beklerken çürüdüm yine...
Gelişinin, bir gidişi olduğunu bile bile seviyorum seni…
Bir başka güne uyandım bugün…Penceremin perdesini araladım usulca…İçimi sardı yokluğun…
Gözlerime doldu sana dair izler…Açtım pencereyi hızla…Ve saçlarımı savuran rüzgara anlattım seni…İçimi kasıp kavuran sessizliğe rağmen, senli cümleleri boğazıma dizdim birer birer…Ve yine yuttum sensizliği…
‘Gelecek’ dedim ‘gelecek’… O an seni, sensizliği ve yine seni yaşadım…Düşündüm saatlerce…Saklandım yüreğimin kıyısına…Ağladım sessizce… Sana ayırdım bugünü… İlgi bekleyen bir çocuk gibi sığındım gözyaşlarımın her bir damlasına…Kandırdım kendimi, hayallerime aldanırcasına…
Ve yine sevdim seni kendi içimde…
Gün bitti, sen bitmedin…Uyumak istemiyorum artık…Her gün bitimi, seni kaybediyorum kendimde…Yok oluyorsun ansızın…Kendimi anlamsız hissediyorum o an… Ve yine sabah oluyor…Yeni baştan yaşıyorum her şeyi…
Her gün sensizliğe başlamak beni bu denli çaresiz kılan…
Varlığına seni sığdıramıyorken, yokluğuna seni sığdırmak bana dokunan!
Bir gidişe adını yüklemek canımı acıtıyor…
Sen bir kere gidiyorsun ben her gün bitiyorum…
Yüreğimden uzaklara attığın her adımsa, kalbimin feryadı…
Şimdi kapasam gözlerimi...Uyusam...Gözlerimi açtığımda, seni bulsam yanımda...Hiç gitmesen...
Anlasana !
Gelişinle hayat bulan gözlerime, gidişini izlemeyi yakıştıramıyorum...
Gitti..
Ardında doldurulması güç bir boşluk bırakarak gitti..
Hayata yeniden başlıyor gibiyim.İlk önce yaşamayı öğrenmeliyim.Yaşamayı öğrendiğimde gerisi akıp gidecek zaten.Sivri yanlarıma,ani çıkışlarıma alışkındı,sakinlikle karşılar ve sakin ses tonuyla sakinleşmemi sağlardı.Artık bunlara katlanacak,beni sakinleştirecek biri ''O'' yok!Acıyla bilemek yerine yumuşatmalıyım artık sivri yanlarımı..
Canım yanıyor.Teksir edip dağıtıyorum yüreğimdekileri.Bende kalanı fırlatıp atıyorum soğuk bir kaldırım taşına.Başında oturup hüzünleniyorum,içim çıkana kadar ağlayıp,ardıma bakmadan kalkıp gidiyorum.
Şuan içinde bulunduğum,atlatılabilirliğine inanamadığım abartılı acıların geçeceğine inandırabilmeliyim kendimi,inanmalıyım..
Bensiz herşeyin daha güzel olacağına inanıp,bensizliği denemeye giden adamın ayaklarına şuursuzca da olsa ''Döner mi acaba?'' diye bakmayı bildim yalnızca.Dön demeyi unuttum..
Çok yorgunum..Yeni çelişkiler,yeni ilişkiler yaşayamayacak,yeni yerler keşfetme merakımı da sürdüremeyecek kadar yorgunum bu aralar.Bitmesi istemediğim tüm zamanlar sona erdi artık..
Korkuyorum..
İçinde bulunduğum duruma alışma ihtimalim korkutuyor.Çünkü alışkanlık olan biteni sıradanlaştırır biliyorum..
Agır SözLer KuLLanmana Gerek Yok.. €n Zayıf NokTaLarımı BiLiyosun Ya
--------------------------------------------------------------------------------
"bak burda ne var
bir derin yara"
diyo çamur..
gerçekten doğru söylemiş ama...
bakışlarınla çok derin yaralar açabilen insansın bende.. yüreğime hiç bişey söylemeden nefesini dahi hissetmeden bakışlarınla dokunan insan..
kalbimi okadar yaralıyosun ki tek bir bakışınla, iyileşmesini de beklemiyosun.. acımadan, bir daha.. birdaha...
bağışıklı mı dersin alışkanlık mı yoksa bağımlılık mı ?
bilmiyorum! ne dersen o olsun ama verdiğin acılara dayanabiliyo kalbim..
he bide çekinmeden açtığın yaraları yarabandıyla kapatabiliyosun ya
helal olsun..
çaba sarfetmene ağır sözler kullanmana gerek yok.. en zayıf noktalarımı biliyosun ya, ondandır zaten bukadar derin yaralarım...
halim acayip
halim derbeder
hayatım beyhude
hayatım sergüzeşt
bilemezsin bilmedin anlamadın veya görmedin
herneyse.. sorun hiç birisi aslında...
sen ve ben "biz" olamadığımız için yaşamadın benimle...
gözlerindeki yabancıyı bazen görmek istemiyorum...o bile yaralamaya yetiyor kalbimi..
neden sevgili? sen beni benden geçirebildin de neden senden geçirmedin...
bu gönül kendinden bu bedenden geçti serseri olduda neden yardan bir türlü geçemedi...
her açtığın yarayı basit bi bezparçasıyla kapatmana destek oldu...
kalbim yaralı.. günden güne kan kaybediyo... bir sen daha yok;farkında..
ve yakında ölecek...
ya sen hiç gitme.. ya da ...
giderken senide götür...
ßiя Şiiя Dαhα Yαzdım Sαnα ve YαnLızLığımα
Sonbαhαяdı Sαnki GönLüm ,YαpяαkLαя MisαLi DöküLüyoяdu Gözümden YαşLαя
SensizLik Ağıя GeLiyoяdu ßαnα ÖzLüyoяdum Heя Dαkikα
İçimden Kopαn FıяtınαLαя ..Esip Geтiяmiyoяdu Seni ßαnα
UzαkLαşıyoяdun Heя Dαkikα
ÖzLemin ,HαyαLin ve SensizLiğimdi ßeni ßuяαLαяdαn αLıp Göтüяen
Sende Giттin yα ,ßıяαkтın ßeni YαnLızLığımα
HαyαLLeяim Düşтü Denize
Yüяeğim Suskun AğLıyoя Şimdi YαnLızLığımα
Sevmenin ßedeLimiydi Acı Çekmek
İçimden Hαykıяsαmdα Sana oLan Sevgimi
Sαnα Aятık SöyLemeyeceğim !
Düşünüyoяumdα ne KαLdı ßizden Geяiye
Senin İçin Yαzdığım ŞiirLeяim
Senin İçin Döktüğüm GözyαşLαяım
ve ßαnα Veяdiğin o YαnLızLığım
Aятık ÖzLemin SözcükLeяe Düşüyoя
Heя KeLime Seni HαтıяLaтıyoя
ßiя Şiiя Dαhα Yαzıyorum ßαk Sαna
Yine eLLeяim Tiтяeyerek ,Seni ÖzLeyeяek ...
Canim cok SIKILIYOR canimin ici..
Uzaginda olmak var ya! ..
Beni kahretti..
Ne olurdu seninle birlikte simdi ayni yerde olsaydik
Diz dize otursaydik
Sen ellerimden tutup,
Gozlerime baksaydin,
Ben mutlu, ben sevincli sessizce aglasaydim,
Parmaginin ucunda donsaydi gozyaslarim..
Sicacik gulusunle..
Icimi isitsaydin Bir yastiga bas koyup
Hayallere dalsaydik
Ellerimiz kenetli yanyana uyusaydik..
Gecenin serin yeli dolarken odamiza
Ayaza cekilmis gibi SIMSIKI sarilsaydik
Canim cok SIKILIYOR canimin ici..
Bulutlar geciyor, penceremin onunden
Ve, ciglik cigliga yagmur kuslari..
Bulutlar oyle dolu gozlerim gibi..
Yalnizim, yalnizlik zor ozlemin gibi..
Aglamak istiyorum canimin ici..
Kirpigimden tek damla yas..
Dusmuyor simdi
Aslinda anlatamiyorum sana
Hani yoklugun var ya..Beni kahreden.. Hani sensizlik var ya..Beni mahveden! ...
Hergece oldugu gibi yine seni dü$ünüyorum. Ke$ke aklimdan gecenleri görebilseydin. Gözlerimi kapadigimda yanimda oluyorsun adeta. Yine elini tutuyor sicakligini hissediyorum sanki. Hani o son gece vardiya... Hani saatlerce sana bakmistim, bikmadan usanmadan. Sanki icime dogmu$tu her$ey. Sanki biliyordu yüregim sana son defa baktigini. Birdaha göremeyecegini hissetmi$ti sanki gözlerim. Mazide kalan bir ani birer hatira kaldi bana o günler. Evina öldü... Ama Sadece Evinami öldü? hayir!!! Sende benimle birlikte öldün...Seni en kuytu dü$lerime gömdüm...
Her$ey icin cok gec kalmi$iz ikimizde. Yalan dünyada iki zavalliyiz biz seninle. Bazen uzatiyorum ellerimi belki tutarsin ümidiyle. Ne sen tutabilirsin ellerimi nede ben sana eri$ebilirim artik. Aramizda basit kalan daglar denizler yok artik. Aramizda bizim kendi ellerimizle yarattigimiz ucurumlar var. Ne sen adim atacak kadar güclüsün artik, nede ben sana ko$acak kadar cesaretliyim eskisi gibi. Ikimizde özümüzü yitirmi$ caresiz ölümü bekler olmu$uz Evinamin...
Unutulduysam söyleme
Suss
Kapat bir zamanlar
Seni seviyorum diyen dudaklarını…
Hiç ayrılmayacağız diyen gözlerini çek gözümden!
Ben anladım anlayacağımı,
Sen yorma o tatlı canını,
Geldiğim gibi başım dik gururla gitmesini de bilirim.
Sen kendini sakın ola yorma koş yeni aşklarını,
Bekletme daha çok canlar yakacaksın,
Bekletme daha çok iki kuruşa aşklarını satacaksın…
Korkmuş gibi bakma delirmedim daha,
Ha sen çok şaşırdın,
Şaşırmada…
Kapılarına kendimi zincirleme mi?
Kendimi oradan oraya savurup atma mı?
Gözlerimin sel haline gelmesini mi?
Bekliyordun…
Beklemede…
Susss
Hadi şimdi git!
Yolun açık ola iki kuruşluk sevdam!
Beni böyle bırakmayacaktın.
Egsoz dumanları,
Rüzgarın uğultusu
Ve senin uzaklaşan sesin,
Yıkıldım!
Beni böyle bırakmayacaktın.
Verilen sözler,
Kurulan düşler
Ve senin veda eden elin,
Kahroldum!
Beni böyle bırakmayacaktın.
Güzel gözlerin,
Bükük boynun
Ve giremediğim kalbin
Yok oldum!
Baksan görürdün
Görmeyi istediklerini
Bu koca yüregi
Bu koca yürek içerisindeki aşkı
Baksan görürdün
Gözlerimin alevini
Akmasın yaşlarım diye
Çırpınış verdigim kanatlarımı
Baksan görürdün
Yeni yeni çıkan kanatlarımı
Çalan şeytanların
Yüzümde bıraktıgı acıyı
Eminim baksaydın görecektin
Ugruna yıkılan bu canı
Ugruna ölebilen bu canı
Bakmadın
Görmedin
Öylemi Öyleyse şimdi
Mezarıma bak bak ta dur ...
İçim acıdı
Ağladım ağladım
Duyan olmadı ...
Gözlerim acıdı
Aktı yaşlar damla damla
Silen olmadı
Birde sevdigim vardı
Oldugunu sandıgım
O hiç olmamıs
Olmaya cabalamamış
Şiirlerim bile ağlamaklı
Yazılanı belli yazanı belli
İstesemde Çözülemez
Derteliri
Yazıyorum yazıyorum
Anlayan olmadı ..
Ah yar,özlemin öyle derin öyle anlatılmaz ki
yazacak kelime konuşacak söz bulamıyorum..
öylesine içimdesin ki,kalbimin en derin yerinde
seni söküp atamıyorum..
Ah yar,gittin gideli sancılar çekiyorum,
sokaklarda dolaşamıyorum,evden dışarı çıkmak istemiyorum..
heryerde hayalin var,heryerde izlerin..
her ne yana baksam baktığım yeri değil,
senin gülen yüzünü o derin kahve gözlerini görüyorum..
Ah yar,ben sensiz buralarda duramıyorum,
seni düşünmekten nefes alamıyorum..
kim bilir o kahve gözlerin şimdi kime bakıyor?!
sende benim gibi benimi düşlüyorsun yoksa
düşlerini süsleyecek başka aşklarımı yelken açıyorsun?!
Ama yok yapmazsın,söylediğin sözler,ettiğin yeminler
izin vermez sana,unutmazsın unutmadın değil mi?..
Ah yar hergeçen gün biraz daha tükeniyor sevgimiz..
Ne sen adım atıyorsun benden yana,ne de ben..
Yitiyoruz yavaş yavaş,körü körüne bitiyor sevdamız..
O lanet olası gururumuzu ayaklarımızın altına alıp çiğnememiz gerekirken,
birbirimize kalkan olarak kullanıyoruz..
Ah yar,beni duyuyormusun?
Tükeniyoruz yar,
Bitiyoruz yar..
Yar..
Ah yar (...)
Yalnızlık sarmış dört bir yanımı..
Kalmışım bu koskaca şehirde..
Kaçmak,kaçıp gitmek istiyor yürek!
Ama olmuyor yapamıyorum..
Engeller var bende çözemediğim,
Çözmek istediğim fakat çözmeyi beceremediğim..!!
Gözyaşım sen gözyaşlarımda sen,
Çarem sen çaresizliğimde sen,
SEN SEN BEN SEN.
Alın yazım oldu artık senli cümleler,
Kimseler anlayamaz oldu kimseleri anlayamaz oldum,
Sensizliğin başladığı kıyametten bu yana.
Kime ne diye bilirim ki;
Gülüşün
Bakışın
Ellerin
Dudakların
Kalbin
Tüm zerren biranda kayıp gitti benden.
Kaldırıp attım döşekleri betonlarda uyudum,
Parçaladım yastıkları bedenime sarıldım,
Bırakıp zamanı sana yetişmeye çalıştım.
Madem gidecek zamanı kolluyordun,
Bari son kez izin verseydin,
Doya doya bakmama,
O müebbet hapis yattığım gözlerine!
Bir kalp varki bende
Tepeden tırnaga sen diye çarpıyor
Bir kalp varki sende
Hep nefreti çağrıştırıyor
Bir kalp var bizde asla
Beraber olmayı istemiyor
Bir kalbim varki benim
Hiç sana benzemez
O yalnız sen diye yalnız seviyorum
Diye çarpar
Sendaki çok farklı
Hep ben hep ben diyee
çarpar
Bir gün durursa o kalbin
Yalnız sen ağla o zaman
Ben yalnız kalbimdeki sana
Ağlarımm
İki gün sonra unuturum merak etme
Yas degil benimki
Belki anımsar gülümsersin,
Yitip giden boş vermişliğin hatırına.
Zamana yenik düşerken,
Gözlerini ansızın çek güzelliklerden düşün beni.
Yaşadıklarımızı da unutma hani,
Gün gelir hesaplaşmak tek çaren olur.
Kaybetmeye mahkum olan tarafınla,
Acizliğine bürün tüm zerrenle.
Ve sonra,
Ve daha sonra,
Ve daha sonrası için,
Yaşam veren senli günlerin yerine,
Canımı al sensizliğinle.
Gözlerin Düşer Aklıma
Üşüyüp yorgun düştükçe yüreğim
Kendime görünmez sıkıntılar büyütürüm.
Ne senin o dilsiz uzaklığın
Ne benim bu rezil gerçeğim
Bir çift kanat kesilir gövdem
Çıkar gelirim; esmerliğine senin
Günışığı giyinmiş o sıcacık tenine.
Akşam yüzüme yüzüm sulara
Bir korku gölgesi gibi vurdukça
Düşerine sığınırım senin, aydınlık
Anılarına..
Gözlerin düşer aklıma, kirpiklerin
Saçların, avuçlarıma
Alırım, tel tel sarınır
Isınır avunurum...
SUKRU ERBAS
Olmuyor ne yaparsam yapayım olmuyor,
Suskunluğumdan kurtulamıyorum,
Yapamıyorum canım acıyor,
Kurtulmak istiyorum artık her şeyden,herkesten,
Çekip gitsinler görmek istemiyorum bir tek insan yüzü bile,
Onlarda yalancı onlarda sahtekar,
Bir iğne almadan bir şey vermiyorlar,
Kuyumu kazma peşindeler,
Beni bana ait olanları almak peşindeler,
Değişmemi istiyorlar beni böyle kabul etmiyorlar,
Kendilerince beni kukla haline dönüştürmek istiyorlar,
Başaramam kabul eden beni böyle kabul etsin,
Seven beni bu halimde sevsin,
Değişmem böyle geldim hayata böyle ölürüm,
Kabul etmeyen çekip gitsin hayatımdan,
Dur demem,
Gitme demem,
Defol git derim,
Siz olmadan da yaşayabilirim,
Nefes alabilirim,
Şimdi kapım sonsuza dek açık,
İstemeyen alsın bavulunu DEFOLUP GİTSİN!!
Aşk Adamın Anasını Ağlatır
Sefil bir yanlızlıktır aslında,
Gece olduğunda basar afakanlar,
Kafanda olur olmaz sorular,
Sanki yokmuş gibi başka işin,
İmkanı olsa yirmi beşinci saatini alır,
İşte böyle;
Aşk adamın anasını ağlatır...
Gitmez gözünün önünden hayali,
Karabasan gibi üstüne çuvallanır,
Yarını olmayan hasta gibi bir telaş, bir endişe,
Hani açsan kafesi uçup kaçacakmış gibi,
Kilitlersin beynine,
Kilit kilit üstüne...
Unutursun yemeyi, içmeyi,
Biri, gün ve gün eridiğini hatırlatır,
İşte böyle;
Aşk adamın anasını ağlatır...
Gece oldu mu;
O güne kadar umursamadığın yıldızları,
Tespih tespih sayarsın,
Birden şair olur satır satır yazarsın,
Dalgaların üstüne notaları asarsın,
Bülbül gibi şakırsın,
Yalnızlığında çenebaz,
Ne zaman dışarı çıksan kelimeler evde kalır,
Yüreğini aşk denen hırsız alır,
İşte böyle;
Aşk adamın anasını ağlatır...
Zevk vermez hiçbir şey,
Onun teninden aldığın kadar,
Ağlatamaz kimse de seni,
Onun ağlattığı kadar,
Geçmişine kimler girmiş çıkmış kime ne!!!
Yarınında yanına hep onu alırsın,
Üç gün görmesen paranoyak belirtiler başlar,
Yüreğine kurulur bilmediğin sıkıntılar,
İşte böyle;
Aşk adamın aklını baştan alır,
Ve aşk adamın anasını ağlatır...
Yürüyen heykellerle aynı müzedeyim ben
Konuşan mumyalara kimden söz edeyim ben
Fikren işkencedeyim, ruhen cezadayım ben
Korkaklığın sükûtu kol geziyor her yerde
Sanki tek başımayım, tek kişilik mahşerde.
Putların gölgesinde dans eder akbabalar
Söz sokakta dolaşır, öz zindanda çabalar
Atılan ucuz safra selâmlar, merhabalar
En temiz topraklara gül eksem mantar biter
Yollar sırat köprüsü, durmak düşmekten beter.
Kaybettim mesafeyi, zamandan uzaklaştım
Sevgi diye sarıldım, isyanla kucaklaştım
Ne kendimden kurtuldum, ne kendime yaklaştım
Toprağın üstü mezar, zevke dalmış ölüler
Can sıkmaya yetiyor canlı kalmış ölüler.
Fuhuş yuvası sanki en görkemli binalar
Çamur evlât doğurur taş yürekli analar
Resmen hak tevzi eder hakkı boğan canavar
Koşanlar, yarışanlar.. dehşet ötesi dehşet
Akıl karaya vurdu, gırtlağı geçti vahşet.
Meydanlar tıklım tıklım, caddeler salkım-saçak
Kölelik histerisi yayılmış köşe-bucak
Elli tane hokkabaz, elli milyon oyuncak
Müdür ve müdüriçe müzenin bekçileri
Aferine çalışır düzenin bekçileri.
Mülkü kazanan ayrı, tasarruf eden ayrı
Hisseler neden farklı, hak, hukuk neden ayrı?
Hasta yaşar deniyor, baş ile beden ayrı
Mantık yürütmek yasak, itiraz eylemek suç
Neşe-eğlence cinnet.. yatıp uyumak korkunç.
Güvenmek aldanmaktır.. ölçü-tartı izafî
Mert-namert, güzel-çirkin, eksi-artı izafî
Çoğunun cebindeki kimlik kartı izafî
Kim kimdir? Kim kim değil? Anlamak ve bilmek zor
Oynanan komediye gül diyorlar, gülmek zor.
Figüran heykeller var kül tablası boyunda
Yedi yüz göbek atar dakikalık oyunda
İşlenen her günaha kurtta ortak, koyun da
Kalmışım ara yerde, tozdayım, dumandayım
Kirli bir mekândayım, iğrenç bir zamandayım.
-ALinti-
Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, Size sesleniyorum! !
Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir
bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını? ...
içinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?
Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir? ...
Ya da Geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın
tomurcuklandığını.
Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında? ...
Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda? ..
Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?
Mermisi namluya sürülmüş
bir tabancadır, yalnızlık..
İntihar, tetikte nöbettedir..
Bir tavşan kadar doğurgan ölümlere,
tek başına çalınan bir beste
ve her yerdedir..
Bir hücreye dönüşen gecede,
sıkışan yürekte,
tutulan nefeste, duyulan her seste
ve kadehlerdedir.
Bin türlü şekilde,
ama nedense hep gri renktedir.
Bir dokunuş kadar uzakta
sırıtkan siyahlar beklemektedir..
Yalnızlık...
Ölümün göbek adı..
Parmak, tetikle sevişmektedir..
ORHUN BASAT
Gece Yarası
Ağrılarım ağrıyor bu gece yarısı
Dertlerim öksüz sahibi yok.
Sensizliğimin yeri boş
Bir kez daha gömdüm, bin kez dahaöldüm
bu gece yarısı
Geçmedi sensizliğim, geçmedi bu gece yarısı
Ve içimde bitmiyor bu gecenin yarası
Gece Yarası
Ağrılarım ağrıyor bu gece yarısı
Dertlerim öksüz sahibi yok.
Sensizliğimin yeri boş
Bir kez daha gömdüm, bin kez dahaöldüm
bu gece yarısı
Geçmedi sensizliğim, geçmedi bu gece yarısı
Ve içimde bitmiyor bu gecenin yarası
Ellerim küçücük olsada
Tutabilirdi seni
Bir bakış mutlu edebilirdi beni
Susturma sakın dudaklarını
Konuş hassasiyetindeki sevginle
Hep konuş sen
Hiç susma !
Sus puslar sana ugradıgında
Benim gözyaşlarım konuşmakta
İşte bu yüzden sen
asla gözyaşlarımı konuşturma
Herşeye dayanırdımda
Bu susuşların olmasa ,
CANAN AKGUL
19 Mayıs, 2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder