
AYRILIgIN ILANI
Gidiyor musun diye sorma bana.
Gönderen sensin.
Ne terk etmeyi istedim seni,
Ne de daha yasamadigimiz bu aski topraga gömmeyi.
Senin kadar öfkeliyim ben de.
Senin kadar endiseli...
inandiramadim seni.
Sen, sorgularken beni kafanda
Ben, gözlerinin içine bakiyordum kuskuyla.
Bir tek sözün baglardi beni sana,
Oysa sen hep susmanin koynunda.
Askiniçine bir kez girdi mi kusku,
Teslim alir bedenleri de.
Sütten çikmis ak kasik degildim
Ama yalani sokmadim iki kisilik dünyamiza.
O dünya ki bazen minicik bir odada
Bazen kentin ortasinda sekillendi.
Nasil da güzeldi...
Zaten varsin diye her sey güzeldi ama
Sen buna inanmadin. Ah bu sorular...
Yasamak varken sevdayi delice,
Niye bozariz sorularla?
Nasil ikna edebilirdim seni?
Ben, ask dedikçe sen, dur dedin.
Ben, seninleyim dedikçe
Sen, hayir dedin.
Zaten az konusan sen
Olumsuz ne kadar sözcük varsa
Bulup çikardin ortaya.
Bense hiç bir sey diyemedim.
Ne kadar zarar vermisim sana meger.
Nasil degistirmisim seni.
Oysa hiç böyle düsünmemistim.
Kimseye zarar vermek istemem ben.
Kimseyi oldugundan farkli bir hale getirmek istemem.
Ama öyle oldu iste.
Demek ki; gitmelerin zamani simdi.
Rahat degilim diyordun ya, rahat ol artik.
Gülüslerini saklaman için bir neden kalmadi.
Tedirginliginin sebebi de kalkti ortadan.
Biliyor musun bir tanem!
Gidisim yürekten degil, zorunluluktan.
Bulup, bulup kaybettim seni
Ne yazik ki, tozduman edemedim kuskularini.
Ne yazik ki, kalamadin bana.
Öpücücümün kokusu kalacak kapinin esiginde
Kokladikça; bizi bir yanlisa mahkum ettigini anlayacaksin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder