28 Mart, 2008

inan içten söylüyorum mutlu ol!!!

simdi anlatamam yüreğimde ki acıyı!ağlarsın,üzülürsün..
bana dönmeni istemiyorum..sen benim yokluğumu hissettiğinde zaten üzüleceksin yeteri kadar..şimdilik pek fazla konuşmak yersiz,göz yaşlarım acımı anlatmaya yetersiz!!

sen mutlu ol tamam mı?
tamam de sevgilim..
hiç üzülme olur mu?
yaşamak istediğin ne varsa yaşa ve mutlu ol..
hatırlama beni hatırlarsan üzülürsün biliyorum..
seni ne kadar sevdiğimi,beni yarı yolda bıraktığın gelmesin aklına,
gelirse kahrolursun biliyorum..
ağladığıma da bakma,inan mutlu ol diye bütün savaşım..
mutlu ol söz ver bana..
hadi söz de!!
gelmeyeceksin!!
geri dönmeyeceksin,söz ver!!!
çok geç oldu saat gitmeliyim..
merak etme sen beni..ben böyle iyiyim..
sakın aklına gelmeyeyim,arama beni olur mu?sakın arama..üzülürüm arasan..üzülmemi istemezsin değil mi?kıramazsın sen beni..arama..
bakma boynum bükük durduğuma sadece yaşananların anısına üzgünüm..kendim için değil senin için savaşım..sen mutlu ol tamam mı?
hadi söz ver..aramayacağım,unutacağım de!!
tamam kendimi kandırmayacağım..
gelmeni beklemeyeceğim..
söz..
bak bende söz veriyorum..
beni sevdiğini düşünmeyeceğim..
aldatmayacağım kendimi..
ama şimdi git..sakın çağırma beni bi gün pişman olursan..gelmeyeceğim..
mutlu ol sevgilim!!
söz ver bana…
inan içten söylüyorum mutlu ol!!!

Hala alacağı olan varsa alsın..!!

Ben her şeye bu kadar umutla bakarken yeniden ne varsa umuda dair yıktın da gittin



Bir yerlerde hatalıyım biliyorum beklide hatalarım en başa dayanıyor
Çok umut kırdım çok yürek param parça oldu yolumda bedel ödüyormuşum
Öyle diyorlar...
Ben borcumu yüreğimi harcayıp verdim
Hala alacağı olan varsa alsın



üstü kalsın….



Ama ya sen
sen neden herşeyi böyle parçaladın yağmaladın
serdiğim yürek zaten senindi
zarar ziyan etmene ne gerek vardı ki
Ama işte sen


Sen öyle bir anda gittin ki


Tam ben hayata bi anlam yüklemiştim
Daha önce yüklemediğim bi anlam
yaşamak gibi mutluluk gibi aşk gibi….
Sen tamda bana yakınken
tamda elimi uzatacakken tamda benim diyecekken
umutlarım tamda kıyılara vuracakken gittin…


Sevdiğim...


Aşkın yüreğimden sebepsizce derin acısıyla çıkıp gidiyor
Durduramıyorum...
seni..
şimdi ve bundan sonra
güneş batmadan yarım kalıcak
tıpkı bu aşk gibi….
tıpkı benim gibi....

Ben uçurum çiçeği…..


ucurum çiçekleri….Ne kadarda sessizdirler hayatlarında yaşadıkları fırtınalara rağmen.Hiç görülmeyeceklerini,dokunulmayacaklarını,sarılıp koklanmayacaklarını bildikleri halde,tüm zorluklara rağmen renk renk çiçek açarlar.Hep zor anlarında sevdiklerinin yanında olurlar..Uçurumun kenarına gelmiş,çaresiz insanların yanında hep onlar olmuştur anlatılanlara göre..Bunun için belki de bana bu ismin yakıştırması yapılıyordu..Sevdiklerim için …

Ben çok kırıldım dedikçe inatla beynime şu sözler çakılıyordu. Unutma! Sen Uçurum Çiçeğisin pes etmek yok! Bir gün en derin uçurumlarda yalnız da kalabilirsin.Yinede bu yolda hayata devam edebilmelisin.Dayan yüreğim sen bu çiçeksin işte.Kendinde o umudu göremiyorsan da başkalarına umut ol,ışık ol…Sana el uzanmasa da sen elini uzat.Hayatındaki acılarına son vermek isteyen Uçurum Çiçeklerine dayanır belki de son anlarında.Ben de kendimde bunu başaramasam da onun gibi güç olacağım insanlara.Sevdiklerime destek olacağım.Düşünsene kaç kişi son anda vazgeçip de tutundu.Sımsıkı sarıldı ona,belki de kaybettiği onca şeyden sonra birde onu kaybetmemek için...Kaybettiklerimi onlarda kaybetmesin diye yanlarında olacağım.Kaç kişi ondan yaşama sevinci aldı ve hayata tekrar sarıldı.Ne bileyim belki de yalnız kalmak isteyene bir eş olur o uçsuz bucaksız tepelerin doruklarında.İşte bugünlerde bende böyleyim.Yalnızlıklara eş olmak istiyorum….

Ya da yalnızlığına bir eş arayan,onu dinleyecek bir dost bıkmadan.Kendi için yetmiyormuş gibi bir de onlar için ağlar Uçurum Çiçekleri.Yüreğinde kaç kişinin sevdasını duyar kim bilir...Kim bilir ki; kimlere o anlatamadığı duygularıyla,yaşadığı tüm hırçınlıklara rağmen yinede umut dolu,yüreğinden ve bakışlarından kaybetmediği masumlukla direnç verdi,hayatla ölüm arasında o gidiş gelişlerin en dayanılmaz örneklerini kaç defa yaşadı.O acıları,belki de tutamadığı sonu ölüme varan o gidişleri…onları gördüğü yetmiyormuş gibi bir de o ölümleri yüreğinde yaşadı kim bilir…Aşkın ölümlerini.

Bitmeye başlayan kaç sevdaya umut oldu ya da kaç sevdanın son bulduğu tepelerin yalnız bekçisi… Dokunulması zor,koparılması,koklanması güç olan,yanına gidip sevmek için cesaret isteyen,hayatın tüm zorluklarına rağmen inatla direnen,herkesin baktığı ama güzide insanların görüp fark edebildiği Uçurum Çiçeği olabilmek güzel olsa gerek…

Yaşadığım bütün hazan mevsimlerine,hasret ayazlarına rağmen,bütün çiçekler solsa da ben Uçurum Çiçeğiyim işte.Yaşayamasam da yaşatacağım.Kışın soğuğunda da olsa,sevda çıkmazlarında da hayatın uçurumlarında da renk renk çiçek açacak.Buna gayret edecek nadide çiçek.

Tutamadığım ya da tutunamadığım sevdalara nispeten bir çok sevdanın da yeşermesine umut olacağım...Bir gülüş,bir merhaba belki de…Bin defa çiçek açacağım...

Başkalarının mutluluğu için yaşayacak Uçurum Çiçeği……..

'Bir sevda masalıdır yağmurun ellerisin
Aşk en çok sana yakışıyor bilmelisin
Sen olmasan diz çöker dilenir hep seni özlerim
Sen olmasan kırılır düşerim uçurum çiçeğim... '

Kimse bilmez kokumu,kokum aşktır,kokum umuttur,kokum sevdadır benim.Kokum Sendir….
Ben uçurum çiçeği…..

acilar bitmez hele yürekteki aci asla ama asla bitmez.......





Hani bende kalan o en son ben vardiya o da az önce öldü... Simdi kimsesizim...
Önce yüzümdeki tebessüm, sonra gözlerimdeki isilti, sonra icimdeki sen ve gözyasimin rengi sonunda da bende kalan o son ben de beni terketti...
Sessiz sessiz.. usulca... bir su gibi terketti..
Ama giderken hic sessiz degildi.
Icimdeki her seyi yikarak parcalayarak cekip gitti...
Ben bu yikimi sen benden giderkende yasamistim.. Sen benden giderken mevsimsiz karlar yagmisti yüregime. Bu defa o kar tanelerinde sen yoktun. Bu defa o kar tanelerinde sensizlik vardi. Mevsimsiz karlar yagdi yüregime usulca yagdi.
Yagdi...
Yagdi...
Ve sonunda yüregime ciglar düstü... Yüregimde her yer bir anda sensizlige boguldu. Ve bendeki o son bende bu cigin altinda kaldi. Cok ugrastim kurtarmak icin ama olmadi.. Her yer sensizlikle kapliydi. Her yer karanlikti. Kalakaldim o karanlikta. Kendime bir söz vermistim yüregim seninle aglayacaktim ve seninle birlikte ölecektim. Ama bunlarin hic birini tutamadim. Önce agladim.. Cigerlerimi kanatircasina agladim..
Hemde gözyaslarimin rengi yoktu biliyormusun.
Ve ikinci sözümü de az önce tutmadim... Ve sensizlikte dolu o cigin altinda kaldim...
Ama son nefesimde bile sen vardin.
Sen hic öldün mü yüregim...
Hic öldünmü....
Saat sabaha 4 var... Sunu cok iyi biliyorum ki. ikimizde zor bi savastan cikmistik. Mutlu olabilme sansiydi bu... Bütün silahlar seninleydi. Bosluk vardi, aci vermek, umursamamak, unutmak bu silahlarin hepsi seninleydi...
Bende de sadece ama sadece sana olan saf yüregim vardi. Bütün yüregimle sana olan sevgime, sevdaliydim ve öylece savas girdim... Aslinda bu savasi sen kendine acmistin..
Bir yanda korkularin bir yanda da o cilgin yüregin vari. Unutmak adina bir savasti ve mutlu olabilme savasiydi bu. Bütün silahlar seninleydi.
Unutmak, sevmekten daha kolaydi. Cünkü; kalip savas vermeye calissaydin bu defa sevecektin... Ama sen kolayi sectin ve sonunda bu savastan galip ciktin hicbir yara dahi almadan...
Bense maglup... Zorlu bir savastan cikmis ve unutulmus bir cesettim artik...
Ve simdi saat sabaha 4 var... Sen uyuyorsun bense burada seni düsünüyorum yüregim
Düsünüyorum...
Sicaktan üsümüs saclarini oksarken ve yorgun düsüpte gözlerini bütün ihtisamiyla kucaklayan o kirpiklerinin ucundan usulca öperken düsünüyorum kendimi...
Bak benim düsüncelerim korkutmuyor beni... Cünkü düsüncelerimde sen varsin..
Dün gece 5 gün önce gördügüm rüyayi gördüm kafasi bedeninden kopmus o kusu gördüm yine...
Yine cigliklarimla gece yankilandi ve uykum yarida kaldi. Ve sonra kesik kesik, hickira hickira aglamaya basladim gecenin bir yarisi...
Artik uyumaktan bile korkar hale geldim... Korkuyorum... Yine ayni rüyayi görmekten...
Gecenin bir yarisi cigliklar atarak uyanmak nedir bilir misin...
Kesik kesik aglamanin ne demek oldugunu bilir misin...
Cigliklar icinde uyandigim zaman yatagimda seni aradim hep. Ama yoktun.. Sadece yastigimda koca bir bosluk vardi. Ve ona sarilarak uyumaya calistim. Bir yandan da seni ariyordum. Elim telefonuma gidiyor ve mesajlari okuyorum, senden gelen mesajlari okuyorum... Ve öylece uyumaya calisiyorum...
Ama olmuyor...
Korkumdan uyuyamiyordum...
Ya yine ayni rüyayi görürsem diye uyuyamiyordum. Neydi o icindeki deli sevgiyi ortaya cikarmaya engel olan...
Yagmurda yagmiyor artik...
Bulutlar o kadar dolu ki... ben yagmurun yagmasini bekliyorum. Caresizce ve maglup bir sekilde...
Saat sabaha 4 var... Aksam olup sana gelsem benimle uyurmusun..
Sarilirmisin bana...
Sararmisin yaralarimi... Aksamlarini verirmisin bana yüregim acilarinla birlikte sevginide verebilir misin bana...
Düser misin yüregime yagmur damlalari gibi...
Sevebilir misin beni sokaktaki cocuklari sevdigin kadar Tahir ile Zühre olabilir miyiz yüregim...
Tahir ile Zühre olabilir miyiz...
Aksam olup sana gelsem, benimle uyurmusun yüregim...
Uyur musun?????

METEHAN

13 Mart, 2008

Ve senmişsin,yıllarca,bir gölge gibi peşinden koşup kovaladığım,ne zaman uzanıp tutacak olsam kaybedip ağladığım.Hangi gün güneşle doğup,günle batarsa


Ve senmişsin,yıllarca,bir gölge gibi peşinden koşup
kovaladığım,ne zaman uzanıp tutacak olsam kaybedip ağladığım.Hangi gün
güneşle
doğup,günle batarsa gözlerim aniden,senin sevginmiş meğer
öylesine,ölürcesine
aradığım...


Bir sonbahar yada ilkbahar gibi,tadına varamadığım,kimi zaman buz üşüdüğüm,kimi
zaman ateş elimi vuramadığım.Zaman zaman olupta bir gonca gül misali kıyıpta
koparamadığım...O deli sevdaymışsın her defasında
,bir anlık gülümsemenle
yaşadığım...

Denizler gibi çılgın,çağlayanlar gibi
hırçın,ama hep
korktuğum.Silahlar gibi ateşli ama adı aşkın diye avunduğum.Ve sana ne olduğunu
bilmeden vurulduğum.Bir gölge gibi olsanda,yüzünü göremesemde,hasretinmiş meğer
savunduğum.Evet senmişsin aylarca,yollarca,acılarla aradığım...

Anladım
ki,kapkara bir tren peşinde,garip bir yolcuyum.Bir bohça yüreğimde hep
sensizlikle doldurduğum.Öyle bakma yüzüme kaderim,acırcasına,ne desen hoş bu
saatten sonra.Bak,ben bir zalimin yüzünden aşk sarhoşuyum.Kurumadan döküldü,genç
yaşımda yapraklarım,zaten bir kez olsun mutlulukla konan kuşlarla dolmadıki
dallarım.Yada farzet beni,ben bir dağ başında,bir garip çınarım,sessiz ve
sensiz,nedense uğrak yeri oldum tüm gömen kuşların...

Sözüm sana ey
sevgili,ne olurdu gitmeseydin,aşkının ateşini,hasret rüzgarınla söndürmeseydin.
Ölürmüydün sanki biraz daha sevebilseydin,kalbine sığdırıp ta,hayatında
banada yer verseydin.İnci tanelerin mi dökülecekti bilmem,
sildin alın
yazını,veda bile etmeden gittin,üstelik eğipte başını.
Hani söz vermiştik
bir birimize,beraber yaşayacaktık aşkımızın,ömrümüzün yazını?

Neyse
boşver,boşver bu deli kadını,unuttuğun yerde kalsın,bırak,ağzına bile alma
adını.
Hani sitemler ediyorum ya sana,hatta kahrediyorum ama biliyorum,zaman
oluyor sızlatıyorum bir yanını.Her şey aynı diyorsun,anı kaldı herşey,değişen
sadece zaman diye yazıyorsun,yazımmı kaldı benim? Bak halime,düşün,gör,herşey
aynı ama zaman neler çaldı bilmiyorsun.

Ölürmüydün sanki,gitmseydin?
Ölürmüydün biraz daha gayret etseydin? fedakarlık alnının akı olup,bir onur diye
aşkımıza,canından can verseydin? Çok şeymi istiyorum bilmiyorum ama,benim
sevgimi anladığın gün,işte o zaman sen kaybedeceksin....

Yalana gerek
yok,tutmuyor şimdi titrek ellerim,
Tutmuyor dizlerim,ayakta zor durur
bedenim.
Ne kadar gülmeye çalışsam,ben sahtekarım,
Aslı bu işte,bu gün
içimde cenaze kaldırdım...

-Nası bilirsiniz kalbini?
-Hep çok sevdi.

-Nasıl bilirsiniz bu yüreğini?
-Sevdasına ancak yetti.

-Nasıl bilirsiniz gözlerini?
-Hep yaşları vardı.

-Nasıl
bilirsiniz bu seveni?
-Mutluluğuna az kaldı....

Aci cekmenin sonu yokmus anladim.

Aci cekmenin sonu yokmus anladim.
Yaran bir yerlerde surekli kaniyor.
Yarali olan nerelerim varsa hepsi bagiriyor aciyla "yardim et" diye.
Hicbir sey yapamiyorum. Elim kolum bagli.
Tipki ayriligimiza engel olamadigim zamanki gibi.
Hicbir sey soylemeden gidilmezdi ya aslinda.
Sen gittin!

Beklide buydu dogru olan.
Bir seyler soyleyip de gitsen ne degisecekti.
Son ve anlamsiz birkac cumle.
Olmadi, yapamadim yada seni hak etmiyorum gibi acima tuz basacak sacma sapan
birkac cumle iste.

Iyi oldu iyi.

Iyi ki hicbir sey demeden gittin.
Boylece daha degerli hissettim kendimi.
Kiyamadi dedim.
Cesareti kirilsin istemedi dedim.
Gozlerime baka baka gidemezdi,
belki vazgecer kalirdi, kalinca da yapamazdi dedim.
Belki daha buyuk anlasmazliklar, kirginliklar yasardik,
belki de nefret ederdik bir gun birbirimizden,
dusman olurduk,
iyi oldu boylesi dedim.

Hakliydi dedim.
Sevginin dorukta oldugu bir anda cekip gitti,
askimiz hic bitmeyecek dedim.
Avuttum kendimi.
Donmen icin umut biriktirdim gonlumde.
Bir gun hicbir sey soylemeden doneceksin diye her gun biraz daha umit ettim.

Yasayamadigimiz binlerce hayalin ozlemiyle donecektin bir gun bana…

Dokunamadin hic bana askla.
Ve dokunamadim sana ayni tutkuyla.
SimsIki sarildigimda sana karsilik veremedin bir kez olsun.
Sen sarildigindaysa ben geride durdum hep.
Karsilikli ve icten sarilmalara ozlem doluyuz.
Bunun icin doneceksin bir gun…

Her opmek istediginde beni cevabi sacma olan sorularla bunalttim seni.
Ve ben her opmek istedigimde seni cesaret bulamadim.
Her seyi bir kenara birakip doyasiya opemedik birbirimizi.
Bunun icin doneceksin bir gun…

Ozleyip her telefon actigimda sana kisa ve soguktu konusmalarin.
Sen her ozleyip aradiginda ise mutlaka altinda bir sey aradim.
Birbirimizden ote koy yoktu, anlayamadik.
Ozlemi dindirecek bir konusma bile yapamadik.
Bunun icin doneceksin bir gun…

Beraber aglayamadik.
Kosamadik el ele sahillerde.
Izleyemedik gunesin dogusunu, batisini.
Yagmurda islanamadik.
Beraber uyuyamadik uyanamadik.

Oyle cok sey yapamadik, oyle eksIk kaldik ki ozlem doluyuz.

Yasamak gibi olmekte seninle olmali.
Sensiz yasamaya mahkum etsen de beni,
sensiz olmeyecegim.
Hic olmazsa seninle olmek icin bekliyorum seni.

Iste bunun icin doneceksin bir gun geri…

Hayır! bu defa vedalaşmak yok

Hayır! bu defa vedalaşmak yok
Zaten bu vedaların sonu yok.
Al hatıraları yanına paşa paşa git...
Ayrılıklar kavuşmalara gebeymiş
İstemem Kalsın...
Ayrılıkları da kavuşmaları da tak peşine
Çek Git..

git artık...ne bekliyorsun daha,git!...kapıyı çek ve bekleme orada..

bu sefer ardından seslenmeyeceğim "dön hadi aşkımm.." diye,merdivenin altında beklediğini bilerek..
git!çok kanattın,çok yara açtın git..gözlerimin yeşilini bulandırdın...kan akıttın yeşilime git...bu sefer bende kalmayacak büyüklük ve bu sefer alacağım olsun demeyeceğim..sana değmeyecek bu sefer...

Herşeyin bir sırası vardı değil mi?
İşte gitmeninn tam zamanı şimdi.
Yapışmadan ah'larım yakana
Dönüpte bakmadan arkana
Git..
bilsen ne kadar çok çaldın gülüşümden,ne kadar eksilttin çocuk yanlarımı...yıktın,dağıttın..bense hep çocuktum..masumdum hatalarına körebe oynayacak kadar..saflığımla oynadın..git!

ne kadar da körmüşüm meğer..sen yanımdasın diye hiç hissetmemişim çaldıklarının yokluğunu!hiç bir şeyi hissetmemişim...

başkasının koynuna girdiğini hissetmemişim!!...oysa ne çok severdim kokunu..onu başkasına sattığında anlamıştım artık benim olmadığını..ne de çok severdim koynunda uyumayı...şimdi yalnızlığımın koynundayım..ve özlemiyorum seni!yatağımın yarısını yalnızlığım çok iyi dolduruyor..hissetmiyorum yokluğunu..ve kokun..onu hiç mi hiç özlemiyorum!!


dönme artık geri!çalma kapımı yeter!ne yüzle buradasın daha!terkettim seni görmüyor musun..?

defol!
bana nefreti öğtettin,defol!
renklerimi kirlettin defol!
gülüşümü eskittin defol!
git defol!

Delikanlıydın ya !..
Koy masaya yüreğini..
Adam gibi..
Çek git...

Gitme sırası kalbine geldiğinde alır kalemi susa susa yazarsın,

Gitme sırası kalbine geldiğinde alır kalemi susa susa yazarsın,
dert bu ya söyletir..

Herhangi bir gecenin koynunda suyla ihanete uğramış bir kadeh rakı varsa,
nefretle aşkı meze yapıp yuvarladınmı dibine,
''Gel keyfim gel'' diye bir şarkı düşmez insanın diline..

''Hiç bir yara hiç bir zaman tam olarak iyileşmez'' derken
haybeye konuşmamış Yılmaz Abi..

Sen kalbimden geçtin, sırtımı parçalayıp çıkan kurşun misali..
Sen bana benimle ihanet ettin!

Gözlerinde beş vakit aşk kılmaya niyetlenmiştim oysa.
Ama herşey birbirinin aynısı.
Bu şarkıya ağlamıştım daha önce mesela,
kendimi şarkılara, rakıya ve hüzünlere vurmak,
en nadide alışkanlık bünyemde.
O gün de böyleydi işte,
birileri kapımdan inadına yeni bir gece daha atarken,
yapmayın diye avaz avaz susmuştum,
sonra sen gitmiştin,
ben çaresiz..
Hayat işte..

Başımı ellerimin arasına alıp, ne yapsam başa çıkılmayan silüetin cebimde,
cebin ve cepkenin delik olmadığı aşikar üstelik.
Bir nevi yürünmüyor yüreğimde eski sen'lerin leşinden..
Ahh içimdeki kamyon..

Biliyorum konuşacak bir şeyimiz kalmadı artık,
zamanlar haindir ama,
sen yine de en güzel anılarımızı kap gel yanıma demeyeceğim,
yüzündeki pavyon sarışını ihanete sövmeyeceğim,
ömrümden düşe kalka sildin kendini.

İşte bu yüzden suskunken çıldırmayı biriktirmem,
işte bu yüzden kalbim kalbinin kapılarını çarparak gitmek istiyor şimdi!

Ellerin aşkı kaçmış senin gözlerine..
Bu defa ''bana'' müsade..

$$htt ye$iL qozLu, seni seviyorum deSem..

Hayat bana bir sans daha tanirsa, bundan faydalanan ilk sen olacaksin"

Kirik umutlarinda, tuz buz yarinlar...Kirik harfler,nasil da batar canina ve nasil batirirsin gogsume, sarildikca.

Her defasinda biraz daha uzak, biraz daha soguk ama her defasinda biraz daha ozlemle.

Suskunlugundaki tum isyanlari, gozlerin haykirir gozlerime. Siirine ses olursun, bazen siirimde gizli ozne. Her defasinda ama her defasinda, bir kivilcim daha sicrar opusunden tenime, sonduremezsin de.

Sehirler arasi yollara vurursun kendini, beyaz seritlerde dugumlenir dar agacimin ipi ve her sehir tabelasinda, zaman dakikalarini vurur olume. Golge gibi uzar gidisin ve yayilir ozlemin dort duvar arasinda titreyen mumum sicaginda. Bende bosaldikca saydam sevislerin, titreyen golgede birikir damlalar...kirmizi bir mum daha biter dibinde "yildizlar gibi sonuk".

Ve sonu gelmez sensizligim...sadece bu yollar ayirir bizi, bilirim. Kagittan ciceklerin dikenleri batar avuclarima...

Susturdukca buyur sevgi, senin koca bedeninde, benim kucuk gogsumde. Ozlemi ayni, yuku agir. Susarsin, susarim ve bogazimizda dizilir bogumlari askin, tikanir kaliriz.

Siyah lalelerini bekler orttugun toprak, ben lalelerde gamzelerini gormenin hayalini kurarim. Mayis bekler sarkilarim, siirlerimse ellerimi.

Bir turlu tutamam kalemi, dilimin ucunda biter cibanlar. Tum sevgi sozlerini yutarim, kizarim ya gidisine ya da varliginda, yoklugu yasamaya.

Kagitlar bekler, kalem bekler, siirler bekler ve saclarimin arasinda titrer parmaklarim, altinda biriktikce sessiz dizeler.

Perdeyi cekip yildizlara, ruhsuz bedenimi hazirlarim uykuya. Sen gibi dokunarak orerim saclarimi – oysa sen acik seversin bilirim- her bir cukurunda saklarim nefesini. Her sabah kurdelemin ucunda cozulur nefesindeki mayis cicekleri.

Antika, kucuk bir ayna var bas ucumda. Kac kez firlattim kirpiklerimde eriyen buz parcalarini... kirsam da, parcalasam da en kucuk kiymigi batsa da dokulur sessizligimizde bir seyler...uykusuzlugum bile renksizce kanar, Kadehte bile rengi ucar sarhoslugumun.

Beyaz carsafa uzanirim, kirli bedenimle –hic sevmem beyaz carsafi; yuzume olumu carpar, sogugu, yalnizligi. Sabaha sarmalayip bir tabuta konacakmiscasina urpererek uzanirim ya da kabuslarda buz kesecekmis gibi bedenim ve yattigim gibi kalkarim. Bir yani duzgun, her yani soguk yatagin- Sensizlige uyanmak yok mu?

"Bugun sana mutluluk getirsin olmaz mi! " deyislerini carparim bir avuc suyla yuzume. Tenimi isitirim parmak izlerinden arta kalanlarla.

Ellerin ne kadar uzaksa ellerime, bilirim yuregin o kadar yakin yuregime, adini dilime muhurledigim ye$iL qozLum..

Hayat bize bir sans daha verir belki, olmaz mi! ! ! HA Ye$iL qozLum ..

'Sensiz'lik vakti geldi,çattı..

'Sensiz'lik vakti geldi,çattı...Acılı,tedavisi mümkün olmayan bir operasyona giriyor gibiyim....
Sessiz,durgun...Çıt çıkmıyor ne odamda,ne bedenimde,ne de ruhumun en dip köşelerinde....'çıt' yok!
Çok ses çıkardım şimdiye dek....Sustum sandım ama konuştum.Bazen bağıra çağıra,bazen de sessizce anlatmaya çalıştım....Anlamadın?
Anlatmaktan vazgeçtim çoğu kez...Pes etmek değildi,başka birşey,tanımlayamadım...Şimdi sorsan yine açıklayamam....Zaten faydası da olmaz....Anlamsız!....
Anlatmaktan vezgeçtim.Pes etmedim,yılmamalı....Ben de anladığın dilden konuşmaya çalıştım.Başarabildim mi,sormuyorum sana!...Cevabını merak etmiyorum.

*Şu an tek merak ettiğim bunun senin eline geçip geçmeyeceği....Okuduğun an ne hissedeceğin....
Bunları öğrenmemi imkansızlaştıracağım saatler sonra.....
Evet,saatler sonra.....
Kendimi yalnızlığın kollarına attım...Senin kollarına değil....ki bana hiçbir zaman sadık olmadılar....Ne gözlerin,ne bedenin,ne dilin,ne sözlerin....Ne de yüreğin!...

*Sözlerinle dolu herşeyi attım.....Kalamazlar bende....
Sesini unutmaya mahkum ettim kendimi....Çabalıyorum işte...Yapmalıyım,artık biliyorum....
"Unut kahrolası!...." diye sesleniyorum beynime,kalbime...
Mektuplarını,bana yazdıklarını,sevdiğini anlatan cümlelerini,aklına gelen ne varsa....Son bir kez okudum....
Keşke,gerçek olabilselerdi.Ya da dediğin gibi gerçekliğe yaklaş-
saydı....'Neden??' çığlıklarım odada yankılanmakta şimdi.....Sadece soruyorum kendime 'Neden?'....Ama bu soruyu kendime değil,sana sormalıydım,değil mi?...
Şarkılarımızın hepsini silmeliyim hafızamdan....Her duyduğumda...hayır,kesinlikle silinmeli!....

"Kes sesini!" dedim yüreğime,şimdiye kadar....Dinlemedi,hep sana koştu....Hata ettiğini göstereceğim ona da...
Saatler kaldı,yalnızca saatler!....

*Duvarımdaydı fotoğrafın....Kaldırdım!...Yetmedi,yaktım!Yan ışını izledim....Biliyor musun,aynı benim canımı yakışın gibiydi....Yavaş yavaş,sezdirmeden -sen öyle sandın- ama en sonunda kül....Ardında sadece 'kül'.... Düşün şimdi,senden bunu istiyorum ama,düşünmene bile gerek yok değil mi?Söz konusu benim değil mi?
Düşünme beni,hatta hiç aklına getirme....Hatırında olmayayım!....

Yalanlarını da al,çık hayatımdan!....Ağır geldiler bana....Gitmelisin artık benden!....Giiiit!....
Ama,dur....Kal...
Ben...Bekle!...

*Hayır...."Seviyorum"demeyeceğim....Ben,ben...gide bilirim...Cesaretliy im,merak etme....Yine diyorum sana...Göreceksin....Ve bir daha beni hiç göremeyeceksin....
-Saate bakmadım,kaç saat sonra,bilmiyorum....-

Sadece gitmeni istiyorum şimdi....Git!...
*Seni merak etmiyorum,sen....umrumda değil!....Evet,umrumda değilsin!...Ben?...Kendim de umrumda değil,ben kendimi unutalı çok oldu....Anlamadın dedim ya,anlaman çok zor....Hatta imkansız!....
"Anlıyorum","Anladım"lar her söylenişinden sonra ispat etti anlaşılmazda olduğunu...

*Bir tek senden gelenleri imha etmedim -ya da imha etmeye çalışmadım- benden sana giden tüm sözler,mahkumiyete girdi...Artık hiç özgürlüğe kavuşamayacak cümleler.. -Zamanım daralıyor...İstesem de özgür bırakamam hecelerimi...-

Bittin sen,bende....
Bitiş bende daha önce başladı...
Somut bitmişliğe tanık olacaksın,bekle...Saatler sonra...

Canının yanması nedir bilir misin?...
Nerden bileceksin!...
Bilsen de can yakmak kadar iyi bilmezsin,eminim.....

Saatler dedim ya,saatler sonra!...

Ama şimdiden...elveda!....


*Merak ediyorum hala bu eline geçince ne hissedeceğini...Tüm sevdiklerim,sevenlerim!Affetsinler beni...
*Sözlerin hala kalbimin en kuytularında,zihnimde....
*Fotoğrafın yanımda,sol yanımın üstünde duruyor hala...
*Sana olan hiçbir zerrem eksilmedi...Son anımda bile mektup yazıyorum işte....Saatler sonra ya da günler...Sen bunu okuduğunda,anlayacaksın!...

*"Elveda!" dedim...Ancak,son sözüm o değil...

Seni seviyorum!...
Seni seviyorum!...
Seni seviyorum!

Sana sımsıkı sarılmak istiyordum...

Sana sımsıkı sarılmak istiyordum... Ah bir görsem, bitirsem içimdeki özlemini bu kadar zor gelmeyecekti senden, sevginden vazgeçmek... Nasıl olsa alışkınım ya seni görmemeye, galiba böyle de başarabilirim... "Ama eğer hissedersen hayatından çekildiğimi bana sana geri dönmemem için şans dile... "

Neler yazmak istiyorum sana bir bilsen, tek yapabildiğim yazmak olduğundan yine yazıyorum işte! Seni daha önce de yazmıştım ama bu kez bir daha yazmamak üzere, seni beynimde, içimde bitirerek yazıyorum, yada bitirmek isteyerek... Ne kadar sürer bilmiyorum ama ben senden, sevginden vazgeçmek istiyorum.

Yine senden habersiz...Ben seni severken de senden habersiz sevmiştim. Belki de kendimden bile habersiz... Dünyaları etrafında döndürmek isteyen bir kalbi bilerek isteyemezdim. Kendimden ve senden habersiz "bir tanemmm" olmuştun sen...Öyle ya; Sen bir taneydin; Eşin benzerin yoktu yeryüzünde, Yoktu Sen Kadar Güzel Güleni, Sen birtanem din! Yaşanmamış ve yaşamamış olsam bile Sen Özel'din... Aşk Özel'di.... "Yağmurda Aşk Başkadır" diyenlere gülüyordum ama bende yağmurda üşüyen ellerini severek başladım seni sevmeye... Önce aldırmadım seninle güzelleşen herşeye...Sonra tüm parfümeri dükkanlarını aşındırıp kokunu ararken anladım seni deliler gibi özlediğimi... Ne kadar gerçeksen o kadar yalandın... Ve ben her seferinde en baştan başladım...

Yeniden bir sondayım ama bu kez yeniden başlayacak gücüm yok... Ben senden vazgeçmek istiyorum! Herkes gibi biri olmanı yada hiç kimse olmanı istiyorum...Sesini duymak için telefonlara sarılmaktan vazgeçmek, ismini duyduğumda içimin titreyip,gözlerimin dolmasından kurtulmak istiyorum...Senin benim için herhangi biri olman ne kadar zor bir bilsen...Zaten kolay olan ne vardı ki benim için;Sanki seni öldürmemle sevmem ararsında hiçbir fark yoktu....Ve ben hep sevgim yüzünden cezalıydım...Hiç sonu olmayan bir yolda seninle yürümek,yeni çıkan filmleri birlikte izlemek, saatlerce sana sarılı kalmak,sadece ama sadece bir kez olsun sana sarılıp uyumak, bir sabah gözlerimi açtığımda yanımda seni bulmak isterken, sen sevgimle utanmamı sağladığın için galiba gerçekten "bir taneydin"!

İşte bu yüzden imkansızlığına hep inandım! Ben yalnız kalıp seni düşünmeyi deli gibi sever olduğumda, sen benim her şeyim olduğunda ben senin için hiç yoktum...Bu yüzden yalnızlıklarım, ağlamalarım, özlemlerim canını hiç acıtmadı.Benim tarafımdan sevilmek belki de hayatında önemseyeceğin en son şeydi... Keşke kendi dünyamda bir zamanlar seni sevdimden hiç bahsetmeseydim Ben Seni Seviyorum dediğimde Seni Seviyordum! Ben Seni Özlüyorum dediğimde Seni Özlüyordum. Ben Senin İçin Ölürüm Dediğimde ben senin özleminden zaten ölüyordum... Ve Ben Şimdi Senin Hayatından Gidiyorum!

Ne zaman Aralık'ta bir yağmur yağsa, ben geceler'de ıslanıyor olacağım,Ne zaman bir parfümeriye girsem hala kokunu arıyor olacağım, Ne zaman bir havuz görsem, kenarında oturup seni bekliyor olacağım demiştim... Başaramadım... Ben Kaybettim... Sen Kazandın! Artık sesimi duymayacaksın... Sana sımsıkı sarılmak istiyordum, kokunu içime yıllarca bana yetecek kadar çekerek, sana sımsıkı sarılmak istiyordum.... Gelmedin! Gelsen yapabilir miydim bilmiyorum...Ben artık gidiyorum.. Eğer hayatından çekildiğimi hissedersen, bana sana geri dönmemem ve seni yeniden deliler gibi sevmemem için şans dile... Ve Lütfen, Aralık'ta yağmur yağdığında sakın İstiklale gelme.aralıkta yağmur yağdığında..

Soner Arıca - Biz




Yaşıyor ama uzaktaysam senden
Bil ki seni hiç unutmadım
Ölüm değilse bizi ayıran
Yazık olmuş, hata yapmışsız
Senden ya da benden ne farkeder
Şeytana uymuş aşkı yakmışız

Adımı söylemezdin bana seslenirken
Aşk derdin, aşkım derdin
Her aşk dediğinde
Beni kendinde daha da aşık ederdin
Buluştuğumuz anları hatırlıyorum
Güller açardı gönlümde sen gelirken
Üç-beş saat bile ayrılsak
Yapraklarım dökülürdü sen giderken

Yanyana duran iki yıldızdık sana göre
En parlak, en güzel olanı bendim
Gökyüzünde ki tek yıldızındım senin
Fırtınalarda saklanıp korunduğun
Liman olduğumu söylerdin
Ömrünün sonuna kadar beni seveceğini
Kalbini kalbime kelepçeleyip
Anahtarını okyanusa attığını söylerdin

Benim için kıyamet seni kaybettiğim gün demekti
Ruhumda sakladığım en değerli hazinemdin
Sonsuza kadarda saklayacağım
Yokluğumda sen nasıl olursun hayal ettiğimde
Seni mutlu, çok mutlu görüyorum
Çünkü hep öyle ol istedim
Her şeyin güzeli senin olmalı
Aynı şeyi isteme benden
Yerine kimseyi koyamam ki
Ben kimseyi ama kimseyi seni sevdiğim gibi sevmedim ki
Sen bana aşk dedin, bizi kirletemem ki

Bazı şarkılar vardı birlikte sevdiğimiz
Senin bana, benim sana söylediğim
Onlardan biri yada benzerini duyarsan
Beni anımsar gülümsersin
Ben mi? ben hiç unutmayacağım ki
Okyanusa attığın anahtarı biri bulurda
Bizi bizden çözer diye
Daha iyisini yaptım seni kalbime kazıdım
Her atışında hatırlamak için

Yaşıyor ama uzaktaysak birbirimizden
Bil ki seni hiç unutmadım
Ölüm değilse bizi ayıran
Yazık olmuş hata yapmışız
Eğer ölümse bu ayrılığın sebebi
Ve bensem önce giden bu alemden
Kederlenme çok
Tıpkı benden istediğin gibi
Kendine sahip çık
Bensem kalan geride
Zaten sen hep göreceksin
Ben kimseyi ama kimseyi seni sevdiğim gibi sevmedim ki
Sen bana aşk dedin, bizi kirletemem ki

Küs olduk, ayrı düştük duramadık ki
Savaşları sevemedik ki barış olduk biz
Hüzünlendik dilden kaçan bazen iki lafla
Sevişmeye sebep ettik ayrılıkları

Niyet ettik, söz verdik en büyük aşka
Başkasının sevdasına imrenmedik biz
Neysek oyduk, öyle kaldık aynı inançla
Kimsenin öyküsünden kopya çekmedik

Ne acıdan, ne kayıptan
Korkmadık ki hiç biz
Ne kavgalar atlattık ta
Yılmadık ki bir gün
Üstüne gittik sevdanın
Yenilmedik ki
Kimsenin duygusundan
Çalmadık biz

Başkasının oyununu bozmadık biz
Bu dünyanın uyumunu bozmadık biz

11 Mart, 2008

SUS şimdi...








SUS şimdi...

Konuşma…
Anlamsızlıklar dolu aramızda…
Anlatamıyorum...!
Anlamak istemiyorsun ya da...!
Boğazımda düğümlenen, sana söylenmesi gereken cümleleri yuttum... Benim kelimelerim seninkinden daha ağır.../…Hazmedemezsin inan...!

UNUT şimdi...

Düşünme...
Bırak kendini bensizliğe...
Cevabını bildiğin soruları sorma bana.. Suçlu arama…
Anladım.. Bu aşk fazla sana.../...Fazla…!

SİL şimdi...

Bitir...
Yaşananların üstüne basıp geç...
Benli hayallerini savur oraya buraya..
Adımı ağzına dolama artık…
Bakma arkana, adımlarını hızlı at.../… yaklaşman zor olsun bana bundan sonra…!


GİT şimdi…

Sevmelerim hep boğazıma düğümleniyor zaten…
Umutlarım hep yasaklar üstüne kurulu..
Hayallerimi yolladım arkandan…/…
Kendime de koyu bir "acı" demledim..En tatsızından..!


Kumbaramda biriken “öfkeleri” harcama zamanı..
Çıkmaz sokakları geride bırakma mücadelesi belki de…!
Yeni sayfalar açma zamanı, silgi kullanmadan adı “mutluluk” olan bir hikaye yazma çabası belkide...!


“Seni Unutmak“ sadece lafta, sadece dilde var…
“Yüreğim” hazır hissetmiyor kendini, bunu kaldırmaya gücü yok bu aralar…!


Sevginle dolup taşan bu yüreği, nefretle dolduramam,
Hep seni düşünen bu beyni, unutmaya zorlayamam,
Ben her şeyi, “sen” gibi kolay harcayamam…!
Zordur sevmelerim,
Nefretlerim gibi…!
Zordur başlangıçlarım,
Bitişlerdeki rolüm gibi..!


Son olarak;
Üzerime giydirdiğin bu “ayrılığın yükü” bana hiç yakışmadı…
Şimdi olmasa da, zamanı geldiğinde çıkarıp atacağıma eminim…!
İşte çıkardığım o vakit sen üzerine “pişmanlığı” geçireceksin…!

Ama unuttuğun bir şey var…
Sen onu, ne şimdi ne de daha sonra, çıkarıp atmayı beceremeyeceksin...!!!

08 Mart, 2008

Afedersin Hayat

Afedersin Hayat ama pismanligima seninle baslamak istiyorum. En cok seni tanidigim icin pismanlik duyuyorum. Bana istedigim ama vermedigin onca hayallerime sirf sen layik görmedigin icin kavusamadim. Daha neler varda ben beceremiyorum yazmayi. Afedersin hayat ama seni tanidigim icin cok pismanim.

Aferdersin Anne ama seni tanidigim icinde cok pismanim. Cünkü beni sen dogurdugun icin sana benzedim. Aslinda ne büyük hayallerim vardi. Hatta o cok istedigim her gece rüyamda gördügüm, o beyaz küpürden elbise. Ben bunlari gecmisimde tatli bir cocukluk hayali olarak yasamak isterken, simdi sadece yasayamadigim cocuklugum icin sana kizginim. Oncalara ragmen iyi bir cocuk oldugum icin cok pismanim anne.

Afedersin ilk askim ama sirada sen varsin. Belkide en büyük pismanligimsin sen. Bana yasattigin oncalara ragmen ardindan döktügüm gözyaslarim icin, sende yitirdigim masum duygularim icin, yillarimi, hatta meziyet gördügüm her seyi yitirdigim icin, seni tanidigima cok pismanim ilk askim.

Afedersin hayat arkadasim ama bir pismanligim da sensin. Sana o nikah masasinda evet dedigim icin. Dahasi seninle bir ömür gecen yanlizligim icin. Seninle birlikte kendimide hapsettigim sevgisizlik icin cok pismanim.

Afedersin bebegim ama seni dogurdugum icin de pismanim. Ne kadar mutluluk versede varligin, seni bir ask meyvasi olarak degil, kaderin bana sundugu bir teselli olarak dünyaya getirdim. En büyük pismanligimsin sen hayatimin anlami. Cünkü seni bu cirkin ve adaletsiz dünyada ne kadar iyi yetistirebilirimki. Seni nasil, nereye kadar koruyabilirimki? bilmiyorum. Sana layik olmayan bu hayata seni saldigim icin affet beni tamammi?

Aslinda ben en cok ben olduguma, bu gün bu hale düstügüme pismanim. Hayatimla ilgili hep yanlis karalar aldigim icin..... Hayattan korktugum icin, savasmak yerine köseme cekilip agladigim icin. Cok pismanim bir ömrü bosa gecirdigim icin.

Hemde hayallerime kavusamadan......

Bir yoldun sonu olmayan

Bir yoldun sonu olmayan, güle oynaya yürüyordum
Gönlümden geçiyordun virajsız, benim gönlüm sen oluyordu
Hayırsız bir akşamda şarampolunu gösterdin bana
Ve yuvarladın tepe taklak
Şimdi sen yine yerinde uzayıp gitmektesin
Ama duygularım gönül cenazemdeler
Haydi aç avuçlarını, üzerine mum göktüğün kınalarını yak
Belki bu gün senin bayramındır bilemem
Haydi bir şarkı mırıldanıver
Ama dur
Vazgeçtim hiçbir şey söyleme
Yüzünü al avuçlarına ve duygularından eser varsa az ağla…
Ağla ve silme bırak gözyaşlarını dudaklarında bitsinler
Ağlarken biraz da beni düşle
Ben bitirimlerdeyim
Kırılmış bir cam bardak gibiyim şimdi
Sorarım sana, ya sen nasılsın
?...

Unut demek kolay

Unut demek kolay gel bana sor bir de
Unutamıyorum işte unutamıyorum
Birşey var beni şuramda kahreden
Şuramda tam yüreğimin üstünde
Çakılı duran birşey var
Elimde değil söküp atamıyorum
Dalıp dalıp gidiyor gözlerim derinlere
Kimi görsem biraz sana benziyor
Seni hatırlatıyor şu bulut şu gökyüzü
Şu kayalıkları döven deniz
Şu hüzünlü melodi,şu napoliten şarkı
Bir zamanlar beraber dinlediğimiz
Boyunca seni düşünüyorum,durmadan usanmadan
Şimdi diyorum o ne yapıyor acaba
O güzelim gözleri kime bakıyor
O canım elleri nerede...
Oysa günler o günler değil
Ve kalan şimdi sadece özlemin gecelerde
Durup durup seni büyütüyorum içimde
Seninle acılar büyütüyorum
Yeni yeni kederler büyütüyorum dayanılmaz
Kirli sular yürütüyor iliklerime
Bir zehir karışıyor kanıma anlıyor musun?
Bİr daha görsem seni diyorum,bir daha görsem
bir gün olsun bir dakika olsun
Unut demek kolay değil,gel bana sor bir de,
Hatırladıkça gözyaşlarımı tutamıyorum
Dilimin ucunda SEN,başımın içinde SEN
KAdermisin?ecel misin?nesin sen?
Unutamıyorum işte unutamıyorum;
Beni hatırladıkça Gözyaşlarını tutamayacaksın
Boşuna zorlama kendini sevdiğim
Biliyorum unutamayacaksın....

GeL DeseMde GeLme ArtıK


Sana yaldızlı bir yazıyla veda edip, ayrılık alış verişi yapmadan, gölgemi teninden yavaşça çekip, seni derin uykuların kraliçesiyken uyandırmadan ses tellerimi koparıp gidiyorum. Zor olanı, imkânsız zannettiğimi bu kez ben yapıyorum. Bana ilk sigarayı içmememe neden olduğun yerde anılarımı sana bırakıp gözyaşlarıma aldırmadan gidiyorum. Nerdesin, ne yapıyorsun, iyimisin, değimlisin sorularını hafızamdaki Türkçemden siliyorum. Sende benim gibi sil adımı. Beni artık düşünme. Çünkü ben düşünmek istemiyorum.

Aldırışlarıma aldırmadan, yakarışlarıma yakınmadan yaşıyor olman bu bedeni her seferinde perçinleyip mevsimsiz göçlere zorladı. Ruhunun benden uzaklaşmasına,bana sarılacak bir beden bile bırakmamana tanık olmadan gitmem lazım.

Ne İçimdeki sevginin ağır çekimde tekrarı nede başka bir yerde açılmış bir şubesi yoktu .Beni doyumsuzca tüketmenin bedelini bitmişliğimle ödemeden, ölmeden senden kurtulmayı ümid ederek gidiyorum.

Hayatında bir kez olsun bana bir iylik yap ve seni unutmam için bana yardım et. Bundan sonra gizli numaradan açılan hiçbir telefona, attığım pişmanlık dolu mesajlara, kapına isimsiz bırakılan hiçbir mektuba cevap verme. Şarkımızı, resimlerimizi, adımı sildiğin gibi sil defterinden.

Gel desemde artık gelme...Biliyorum bu gidişin dönüşü olucak.Yokluğun beni bir duman gibi savurup yollarına dökecek.Seni bir kez olsun görmek için çıldırırcasına kendimi parçalara ayırıp önüne atıcam. Bu yüzden geceleri Odanın perdesini iyice kapat ve dışarı bakma.Sabahları aynı otobüs durağından okuluna gitme. Saçlarının sarılığını siyahlarla kapatıp sana aldığım montuda artık giyme.

Seni unutmam için bana dua et ve ne olur karşıma çıkma..

07 Mart, 2008

iNaDiNa Seveceqim...


İşte; bu gecede yanlızım,yine dilimde aynı sözcükler..
Yüreğimde aynı hüzün,yine karanlığa teslim olmuş yanlızlığım...
Yine sana, gel diyeceğim biliyorum,gelmeyeceksin...
İnadına düşüneceğim seni inadına,inadına seveceğim...

Güneşi bilirsin hep aynı yerden doğar,
Bazen ılık,bazen sıcak,bazen de yakar.
Kimi gün bulutlar saklasa da,bilirsin ki ardında bir gerçek var...


İşte; sende benim gözlerimde öyle doğdun
Bazen ıslak,bazen kederli,bazen de ışıl ışıldın.
Bir an gözlerimi kapatsam da,bilirsin ki ardında sen vardin....



Bak, işte yine çocuk oldum,ağladım karşında.
Hadi saçlarımı okşa ellerimi tut.
Yoksa,yok olup gideceğim kahrımdan..
Yine sana gel diyecegim,biliyorum gelmiyeceksin..
Inadina düsünecegim seni inadina,inadina sevecegim...


Yine anıları çıkartacağım yüreğimden,sereceğim önüme..
O güzel günleri bir bir buruşturup atacağım çöptenekelerine.


Sonra albümden resimlerini ayıracağım tek tek.
Parçalayıp yırtacağim,..ama, bir tek tek resmin kalacak elimde,
O da bana verdiğin ilk resmin.iste onunla bileklerimi keseceğim
Yine damarlarımdan, damla... damla....sen akacaksın....
Gene sana gel diyeceğim, biliyorum,gelmeyeceksin.
İnadına düşüneceğim seni, inadına inadına seveceğim .


Şimdi sevgilim bir başıma doruğundayım sensizliğin.
Yüreğim utanır seni özlemekten,aydan parlak gözlerin
Çocuk gülüşlerin gelir aklıma,ellerim tutar ağlayamam.
Evet acı çektiğim doğru,seni sevmenin bedelidir bu..
Sana gene gel diyecegim, biliyorum gelmiyeceksin...
Inadina düsünecegim seni inadina, inadina sevecegim...



ZİLAN


Bu kara yazgıdır Zilan;
Topraksız olmak, yetim kalmak yetmezmiş kimin
Sensiz de olmak kara yazgıdır kurban...
Bilisen
Kaç gece kaç gündüz adını sayıklamışam
İçimden atamamışam
Köçelerde yolunu gözlemişem
El etmişem, işmar etmişem
Sen gülmüş geçmişsen Zilan...
Ne zaman büyümüşsen farketmemişem
Ne zaman ellerin büyümüş
Ne zaman gözlerin büyümüş
Ne zaman bürünmüşsen kara çarşafa
Bir gözlerin görmüşem ceylan kimin vurulmuşam.
Sen gülmüş geçmişsen Zilan...
Daracık köçelere sığmamış sevdam
Seni Halilrahman'da sormuşam Anzılha'da
Urfa kalasında Nemrut köşküne adını kazımışam
Sen gülmüş geçmişsen Zilan...
Şimdi gelin olisen telli duvaklı
Yine gülü misen biye?
Kara Şar'dan gelen deli oğlan deyi misen?
Sevdanı içime gömdüm bilesen
Bu kentin hampara taşlarına sır sakladım.
Üç kuruşluk başlık parasına değer miydi Zilan...
Bilirem dahlin yoktur bu işde.
Töreler böyle demiş, yazgılar böyle çizmiş.
Kim karşı gelmiş ki sen de gelesen.
Atalar boynumuz kıldan incedir demiş...

Her şafak seninle sökerdi Zilan.
Sıcak yaz geceleri seninle eserdi.
Ben siye şiirler okurdum.
Sen biye Urfa türkülerini...
Yediveren gülleri kimin açılırdın baharla
Karakoyun deresinden çiçekler getirirdin.
Önceleri inanmamıştım sevdiğine.
Fakat anladım zamanla.
Seni yitirmek kor kimin yaktı yüreğimi;
Acımı anla...
Kar ender yağardı Urfa'ya
Sevdamız yağan kar kimin aktı.
Hatırlı misen bir de tutkumuz
Yağmurda "çömçe gelin" oynamaktı...
Şimdi sen mi gelin olisen Zilan?
Sevgin bir yanda Töreler diğer yanda
Duydum ki "KUMA" olmişsen
Akar suda saman çöpü gibi çaresiz
Ve de köle kimin itaatkar, sessiz gidisen
Oldu mu ya?...
Kaçıncı asrını yaşamakta Harran'da toprak?
Bu kenti terkediyem Zilan.
Anzılha'da kutsal balıklar şahidim olsun ki,
Bu kenti terkediyem...
Yasak mayın tarlalarını,
Kaçakda kol verenleri,
Can verenleri terkediyem...
Efsunlu akrepleri, çıyanları
Urfa kalasında kenetlenen efsane şahmaranı
Kümbetlerde barınan sahipsiz insanları, terkediyem.
Körpecik bedenine uzanan hoyrat elleri itmediğin için
Yıllardır söylenen ninniyi yazgı bellidiğin için
Bu kenti terkediyem...
Bu sana son satırlarım Zilan...
Biliyem unutacaksan beni.
"Unutmam" deme biye
Davullar uranda unutmalısan.
Yoksa nasıl yaşayabilir insan...

Hani ağaçları çiçek açardı ya
Hani Urfa divanı çalınırdı sıra gecelerinde.
İşte ben
Her çiçek açanda nar ağaçları
Ve söylenende Urfatürküleri
Seni ve gülüşünü hatırlayacağam...
Bundan böyle cigaramda dumansın
Kaçak tütünden sarılmış...
Her içime çekişde ağun yakacak beni.
Kendini düşünmedin, beni düşünmedin
Sevdanı düşünmedin, çocuklarını düşün.
Seni tutsak, beni esrik eden töreler;
Çocuklarını da yakacak bir gün...
Bu kara yazgı değildir ZİLAN...
Topraksız olmak, yetim kalmak yetmezmiş kimin
Sensiz olmak da kara yazgı değildir kurban...
Bu çağlar boyu insanları kul eden
Bağnazlıktır ki, yıkılacak.
Bilisen ZİLAN.
Sen görmesen de
Ben görmesem de
Ceylan gözlü çocukların görecek ZİLAN...

04 Mart, 2008

Kimsenin Vurmadığı Yerden Vurdun Sen !!

Kimsenin Vurmadığı Yerden Vurdun Sen !!




Kimsenin vurmadığı bir yerden vurdun sen!
Tarifi zor..
İçimdeki çocuğun canını acıttın!
Hani sana elini uzatan..
Gözlerinin içine yaşlarını akıtan!
Sen bu gece onu ağlattın...

Camı açıp dışarı bakıyorum..
Simsiyah bir gece..
İçerisi ondan beter!
Ve içimden hiç birşey yapmak gelmiyor.
Bugün mağlubum hayata....
Kimbilir huzur beni nerde bekliyor...
Dilimin ucuna geliyor sözler
Israrla yutkunuyorum
Susuyorum işte bildiğin gibi
Konuşsam ağlıyorsun
Ağlasan dağılıyorum
Sevgiyle bakan gözlerinden
Ayrılık isteyen dudaklarına doğru
Yuvarlanıp gidiyorum....

Bir türlü anlamadın
Ve hep yanlış tanımladın gözyaşlarımı
Demiştim sana benim hayatla sorunum var
Böyle durup durup buhulanırım ben
Sen üzerine alınma yar....
Şimdi bir görsen gülersin halime
Anlamsız hareketler yapıyorum
Kültablasındakini unutup
Yeni bir sigaraya daha yakıyorum...
Dedim ya bu gece mağlübum hayata
Yıllar sonra ilk kez bocalıyorum.....

Hani konuşurken birden susardım
Dalardım duvarda bir noktaya
Şaşırırdın...
'Suskun' derdin bana.
Gülümseyip alnından öperdim
Ayrılırken fırsat olmadı söylemeye.. unuttum
Hayatı bir 'susturucu' gibi içime tıkayan biri vardı
Ona çok benziyordun...
Oysa konuşacak o kadar çok şey vardı ki
Hep içimde kaldı söylenmemişler..
Susturdun sende
Tıpkı hayat gibi..tıpkı onun gibi
Dinlemeye pek niyetli değildin zaten
Ama isteseydim bin parçaya ayırırdım kalbini

Benden güzel haber bekleyenler var
Onlara ne söylememi istersin..?
Yine de susmak istiyorum biliyor musun
İnadına susmak!
Ne zaman birisi hayata yataklık edip kırsa kalbimi
Hep böyle yapıyorum...
Sadece konuşmakla yakalanmıyor mutluluk
Ben neden bütün yolculuklara yalnız çıkıyorum?
Hayat her şeyin bedelini ödetir insana
Bir gün anlarsın anlaşılmamak ne kötü....
Farkına vardığında
Araya koca bir zaman girmiştir çoktan
Sen de bir gün 'keşke' dersin!
Ve anlarsın..
'Ruhun' yok artık buralarda...

Deli gibi bir sağanak başladı şimdi...
Her ayrılık yağmur mu bırakır böyle?
O akşam eşiğin altında öptüğün ben miydim
Yoksa bir yalan mıydı? söylesene...
Sabah yokum bu şehirde
Bilmediğin bir gurbete gidiyorum
Nasıl istiyorsan öyle kal...
Ama senin de bana benzeyecek sonun
O zaman anlayacaksın ki
Her çocuğun bir şiiri vardır..
Al... bu da senin olsun...

Kimsenin vurmadığı bir yerden vurdun sen
Beni değil içimdeği çocuğu ağlattın
Bu aralar hayat kazanıyor yine
Gün olur bu çark tersine döner

HerkeS KonuşTuĞunu yaZar,ßen iSe SuSTuKLarımı...

HerkeS KonuşTuĞunu yaZar,ßen iSe SuSTuKLarımı...
Bir hayatın tozlu sayfaları içimi acıtan.
Ceplerimde kırık gece masalları duruyor,
Öksüzlüğümü avutuyor sonbahar.
Ne yana baksam sen oluyorum,
Parmaklarımı kanatıyor kirli duvarlar.
Kuşlar yuvalarından terk ediyor beni,
Bir sarsıntı geçiriyor yüreğim,sen şiddetinde...
Ellerime kar diye yokluğun yağıyor,
Aşk sorgusunda yüreğim can çekişiyor.
Yüzümde sensizliğin izleri,
Ayaklarımın altında bir yığın cam kırığı...
İçimden sökülen her kelime,
tekrar dönüp içime batıyor.
Ve her seferinde sana isabet ediyor.
Bir zindan karanlığı şimdi gecelerim,
Duvarlara sinmiş gözlerinin rengi...
Saatleri infaza çekiyor gelmeyişin,
Yavaş yavaş gidiyor benden hayat;
Damarlarımdan çekiliyor içimdeki sen !
Bense düşüyorum hiçlik ötesi bir hayata,
Kanıyorum sana , sende aşkı buluyorum
Hem de ayrılığa çarpa çarpa...
Suskunlukta sesler daha çok acıtıyormuş,
Bu yüzden senden harf harf kaçışım.
Yalnızlığıma esir düşüyorsun,
Bense kayboluyorum cümlelerinde.
Ve susuyorum sana ,avaz avaz susuyorum.
Sende birikiyor içimin tüm sökülenleri
Ben dipsiz bir kuyu oluyorum.
Biriktiriyorum her harfimde seni...
Şimdi yokluğa düşüyor zaman,
Ben bir adımda düşüyorum senden.
Kuytularıma sokulma ,bırak bana uçurumlarımı,
Kalemimden azat et beni,
Herkes konuştuğunu yazar,bense sustuklarımı...!!!!

03 Mart, 2008

Susma, beni uçurumlarda kendim ağlıyor bulmuşken susma ne olur.

Susma, beni uçurumlarda kendim ağlıyor bulmuşken susma ne olur. En bildiğin öfkeleri cümleler halinde haykır. Alevle yakılmış kelimelerinin biri bitmeden diğeri saplasın ciğerlerime. Her kelimen ayrı bir hançer acısı versin yüreğime. Patlamaya hazır azgın dalgaları üzerine giyinip çaresiz kıyılarıma vur. Vur, vurabildiğin kadar. Diş geçiremediğin en yakın insana karşı yıllarca biriktirdiğin ama bir türlü söylemediğin bedduaları benim için et..Yüreğinde yara bağlamasın çıplak öfkelerin. İçinde kalmasın en gariz küfürlerin..İşte bedenim burda; dilinin ucunda ne varsa say sayabildiğin kadar….
Boynumu yalnızlığın ayak ucuna bükmüşken, beni " bende " bu kadar zayıf yakalamışken ez ezebildiğin kadar. Öfkelerini kus avuçlarıma. Bana dair tek anı bırakma..Herşeyi kibritsiz yak, yakabildiğin kadar. Kır, hiçbir zaman yarası sarılmamış kanatlarımı. Kırılmış dallarımı ise içindeki kızgın kelimelerin lavlarında erit. İçindeki nefreti sesli kelimelerle haykır. Haykır ki, benden önceki yaralı geçmişinin tek sorumlusu ben bileneyim. yirmi küsürlük senelik ömrünün son bir kaç ayına tanıklık eden beni hayatının en büyük hatası olarak yargıla emi. Hayatında en büyük hatan keşke ben olsaydım. Keşke !
Kendim düşmüşken uçurumlara; kendi yarınlarımı kendim hançerlemişken bir de sen vur, vurabildiğin kadar. Dürüstlük abidesi kelimeleri sırtına yükleyip en acımasızca yargıla beni. İnsanlığımı, sevdamı fütursuca yargıla. Sakın ama sakın kendini yargılama !
Aynalara bakarken benim çirkin yüzümü hatırla.. Ama hiçbir zaman aynalarda " kendinle " yüzleşme..Duvarlarda " yalancı" suretimi görüp öfkenin yumruklarıyla yarala yüreğimi. Hayatında biriktirdiğin tüm kavgaların sebebi olarak beni göster. Keşke, hayatındaki tüm kavgaların tek sebebi ben olsaydım.. Keşke !
Klavuzum Karga Çıktı Neyleyim

Deli gönlüm benden yana olmadı
Düşmanıma arka çıktı neyleyim...
Aşk elinden az buz darbe almadı
Yaraları kırka çıktı neyleyim...

Uslanmadı vazgeçmedi yasaktan
Bakışları kurtulmadı tuzaktan
Kör kediyi samur sandı uzaktan
Kürk dediği hırka çıktı neyleyim...



İçer içmez huri dedi cadıya
Mahkum etti ıssırganla yatıya
Sarhoş iken tayinimiz batıya
Ayıkınca şarka çıktı neyleyim...

Yeni değil şu gönlümün kandığı
Çalı çırpı çınar diye konduğu
Her derdime şifa diye sunduğu
Şıra sandım sirke çıktı neyleyim...

Haram olsun huzur nedir bildiysem
Bin ağladım, senede bir güldüysem
Acınacak durumlara geldiysem
Kılavuzum karga çıktı neyleyim..

Cemal Safi

Çığ düştü gecelerime uyuyordum,

Çığ düştü gecelerime uyuyordum,
Gözlerimi açtım ,yanımda sen yoktun.
Yaralandı yürek güller soldu.
Anlıyacağın...
Ayrılığın çığı kahpece vurdu.
Korktum ,ağladım
Küfrettim,şaşırdım.
Gece vakti çıplak ayak,
Çığ üstünde dolandım.
Kimselere gidemedim,
Gidip seni soramadım.
Ben bu aşkın sevdasını Ayrılıkla yaşadım.
Ey benim...
Yüreği güneş,
Sevdası çığ yangınım...
Sevdiğim...
Bedenim donarken ,
Yüreğim yanıyor
Ve uzaklardan bir dost,
Bana el sallıyor,
Kim diye sorma;
Herkes onu ÖLÜM diye tanıyor.
Artık beni bekliyor.
Bendende sana artık bir ELVEDA kalıyor
Ey çığ yangınım
Sevdiğim...Elveda... Elveda

Öyle böyle değil...

Öyle Alıştım ki sana..,
Vazgeçemediğim huyumdan vazgeçicem neredeyse.
Öyle bağlandım ki sana..,
“ Gitme, biraz daha kal “ demek geliyor içimden her nedense.
Daha ne kadar oldu ki seni tanıyalı.?
Ne yaşadım ki seninle.?
Ne paylaştım, ne hissettim ki.?
Sadece, ufak, tatlı bir söz bekledim,
Hemde her seferinde, her yeni doğan güneşde,
Her evden çıkışımda, her yeni bir umuda kucak açışımda,
Kulaç attım hergün, hayaller denizine,
Hemde hergün, dakika dakika, saniye saniye…
Öyle mutlu ettin ki beni..,
Kimsenin veremediğini, uzattın avuçlarıma.,
Öyle özlettin ki kendini,
Bir sözüne, bir tek kelimene hasret bıraktın.
Ben artık öyle alıştım ki sana,
Her yeni günün vereceği müjdelere gebe bıraktın,
Artık eskisi gibi sarmıyor beni akşamlar,
Ben seni öyle özlüyor, öyle hasretim ki sana,
Gecelerime doydum artık,
Sabırsızca bekliyorum, hasret kaldım, her yeni günün sabahlarına …
Öyle seviyorum ki seni..,
“Seviyorum” dediklerimden bile bir başka, seviyorum seni..
Öyle can katıyorsun ki canıma…
“Canım benim” dediklerimden bile, bir başka katıyorum seni canıma.
Öyle bağlandım ki ben sana,
“Birgün, ansızın kaybolup giderse eğer” diye,
düşünüyorum da….
İşte ozaman ben, işte ozaman,
sessiz sedasız çekilirim buralardan,
her şeyimi bırakırıp giderim bu diyarlardan,
Bir tek şey dışında,
O da şuan hala avuçlarımda,
O da bana senden, tek hatıra kalıcak bu dünyamda.
Şunu bil ki sevdiğim;
Seni kimseyle paylaşmadım, paylaşmam da.
Sensizliğide paylaşmıcam, paylaşamam asla…

Sevgilim ben sende kalabalıklaşmadıkça nasıl yaşarım , söyler misin ?

Sevgilim ben sende kalabalıklaşmadıkça nasıl yaşarım , söyler misin ?
takvimler mevsimlere yenik düşer de nasıl puslu duvarlara çarpmam !
nasıl gel-gitlerde yokluğunda kaybolmam …
ben sende bir ömür yoldaşlığına kandırılmışken ;
yaralarım derin kuyulardan kabuk bağlamışken ,
söylesene cennet yüreklim yokluğuna nasıl aldanırım !..bilirim!..
sevmek biraz acı çekmek ; yoksa hiçbir kül ateşe bu kadar sadık olamazdı .
yanmak,bir sevgiliye ve yeniden yanmak ; acı çekmek belki de sessizce düşünmek ,
küllerinden sana doğmak… yokluğunda sevmek ! çok sevmek…(sevgilim!..
ben sende kalabalıklaşmadıkça nasıl yaşarım , söyler misin ? )
aykırı günlerdeyim . bir parça kırıldım !
kader , içimdeki güzelliğini sünger gibi emdikçe yokluğun(d)a kalakaldım…
benzeri daha yüreğime saplanmamış mutluluktan uzakta kalmak ve hayata güler yüzlü bakabilmek ; hayır sevgilim !
ben bu çelişkilerde nasıl yaşarım ?bilirim!.. sevmek , acılara da alışmaktı .
yozlaşan iklim oyunlarına mevsimleşmekti .
belki esmerleşen akşamlarda kaldırım taşlarına sarılmaktı . yokluktu !
sevgiliden uzakta yaşamı kabullenme(me)kti…
(benzeri daha yüreğime saplanmamış mutluluktan uzakta nasıl yaşarım …)
takvimler mevsimlere yenik düşerse ve seni benden alırlarsa sevdiğim ,
inan bu hüzünlü bedenimi her şeyden uzaklaştıracak çarelerde yaşatırım ; öldürürüm !
ruhum yine seninle çarpar… yenilmem inan hiç kirlenmem !
gelinmez yollarda kalacağımı bilsem de yine teslim olmam .
sen varsan ömrümün en huzurlu yanında bunu bilirim !
sana koşarım tutmasa da dizlerim…
son bir defa görmek için nefasetini yokluğuna oynarım hayatı(mı)…
yaşamak sevgilide çoğalmaksa yanarım , küllerimden yine sana doğarım
!..bilirim!.. sevmek , sevgili için acı çekmektir…
canım sevgilim yanılmadım !.. sadece sevdim …

01 Mart, 2008

BiR VaRdIn BiR YokTuN..TıPkI MaSaL Gİbİ!

BiR VaRdIn BiR YokTuN..TıPkI MaSaL Gİbİ!
Neyin bedelini ödetti bana bu aşk…hayatıma girdiğin gün gideceğini biliyormuydum?..

ona rağmen mi sevdim seni?..ona rağmen mi vazgeçilmezim yaptım?…
ben mi istedim peki seni sevmeyi?..yoksa sen mi bildin kendini sevdirmeyi?…
aşk iki kişiliktir sevgili…ben hep tek başıma yaşadım bu aşkı…
sen gittin ben bekledim…masal gibiydin bir vardın bir yoktun…
beni önce uçurumun kenarına götürüp sıkı sıkı sarıyordun…sonra aşağı bırakıyordun…
tam düşecekken yine tutuyordun sıkıca…dengemi bozdun…yalanlarla oyaladın…
her yalan çıkmaza soktu beni…affettim hep…gururumu sattım senin için…
neden hep bıçak sırtında sevdim seni?…neden hiç hayaller kuramadım yarına dair?…
neden bu aşkı dolu dolu yaşama fırsatı vermedin bize?
Değerimdin benim…kıyamadığımdın…aşk’tı bendeki adın…ama yordun beni sevgili…
kangren olmuş bi aşktı bu…ve kesilmezse hayatımıza saracaktı…
ikimizde dirhem dirhem acı çeke çeke ölücektik sevgili…
ve ben senin acı çekmene dayanamazdım…o yüzden bu aşkı kesip attım sevgili…
aşk artık yoktu ama daha sonra farkettim ki ;içimdeki sen hala yaşıosun…
ve senin bana yaptığın gibi yaptım bende…yüreğimdeki uçurumun kenarına götürdüm seni…önce sıkıca sarıldım…ve sonra tutmamak üzere bıraktım aşağı…
sen kayıp giderken avuçlarımdan ölece baktım arkandan…düşüşünü seyrettim…ağladım…
isyan ettim hayata…sitem ettim sana…
başka birilerinin hayatında var olman dileğiyle,gözyaşlarıyla azat ettim seni…
Neyin bedelini ödediğimi hiç anlamadım ogünden sonra bile…
zamansız sevginin dedim…yanlış aşkın dedim…ama tatmin etmediği verdiğim cevaplar…sevmenin zamanı olmaz,aşkın yanlışı olmaz…sevmekte,aşkta herşeye rağmen güzel sevgili…
ona ödenmiş bir bedelin ağırlığını yükleyemezdim…
senin verdiğin acılara boyun eymenin bedeliydi belkide bu…
bunuda yalanlarının arasında bana yüklemiştin belkide…
ve ben senden başka hiç birşeyi görmeyen gözlerimle farkedememiştim…
Büyüdüm senden sonra…adımlarım sertleşti…aklım kalbime söz geçirmeyi öğrendi…
bedenim ruhuma daha sıkı sarılmaya başladı…gözlerim ayrıntıları bile görebiliyor…
zor oldu ama sesin kulaklarımdan silindi,başka sesleri duyabiliyorum artık…
bir tek ellerim alışamadı sensizliğe…boşluğa bile dokunamadım senden sonra…
bir tek onlara söz geçiremedim…Hangi hayatta var olursan ol…
ama artık kimseye acı verme sevgili…önce kendine bağlayıp,sonra masallara karışma…unutma!!..dünya sana ait değil…
bıraktığın acıların bedelini ödeyeceğin bir yer mutlaka var.!!

Seni SEVDİĞİM İçin PİŞMAN Değilim...Teşekkürler

Seni SEVDİĞİM İçin PİŞMAN Değilim...Teşekkürler
Güzel bir film tadındaydı yaşadıklarımız. Ve bu film üç bölümden oluşuyordu. Birinci ve ikinci bölümün ardından, üçüncü yani son bölümü oynuyoruz birlikte. Başrol oyuncuları ise Sen ve Ben..

Defalarca bulup kaybettim seni. Ve artık yorgunum. Seninle bu oyunu daha fazla sürdüremiyeceğim. Her yaşadığımız anda, ben bu anı yaşadım demek istemiyorum. Çünkü hep aynı şeyleri yaşatıyorsun bana. Önce geliyorsun hiçbir şey olmamış gibi hayatımın tam ortasında duruyorsun. Sonra yine hiçbir şey olmamış gibi kenera çekiliyorsun. olan yine bana oluyor. Tam unutmuşken yada alışmışken yalnızlığına , küllenirken yüreğimde sevdam, birden kor haline geliyor. Ve inan bu acı terk edişinden daha çok acıtıyor canımı.

Hayatımda iki kez aşkla karşılaştım. Birincisi çocukluktu, ikincisi ve son olanı ise sendin. Neydi beni sana bu denli bağlayan bilmiyorum. Yokluğunda hayatıma girmek istiyen, Hayatım, geleceğim olmak istiyen insanlar çıktı. Hiç birine karşı bir şeyler hissetmedim. Çünkü tüm ruhumla seni seviyordum. Çünkü damarlarımda kan yerine sen dolaşıyordun.

Yokluğunda neler yaşamış, neler umut etmiştim. Umudumu hiç kaybetmeden bekledim seni, olurda bir gün dönersin diye. Ama dönüşlerin hep, hayatın bana sunduğu oyunmuş. Ve ben artık bu oyundan çekiliyorum.

Sen fırtınalı günler yaşarken, beni sığınılacak bir liman olarak gördün. Fırtına dinene kadar durup, sonra yoluna devam edecektin. Ve öyle de oldu. Neden bilmiyorum ama senin hakkında ne düşünürsem hep haklı çıkıyorum. Keşke haklı çıkmasam diyorum ama sen beni hiç yanıltmıyorsun. Kurulmuş bir zamanımız var bizim. O süreyi aşınca tüm sihir bozuluyor ve her şey eski halini almaya başlıyor. Sen bir tarafa ben bir tarafa..

Bir gün yine kendini yalnız ve mutsuz hissedersen, kendi kendine neden ben diye sorma. Çünkü Allah hiç kimseye haketmediği acıları yaşatmaz. Dilerim ki o duyguları hissetmezsin. O duygular ki insanı yaşamdan koparan, soğutan, soyutlayan. Zamanla alışılıyor elbet her şeye. Ben farklı bir insan olduğum için ve her türlü acıyı yaşadığım için çok uzun sürüyor unutmam. Ama alışıyorum..

Uçurumun kenarında gibiyim. Bir adım ileri atsam, dipsiz boşlukta yok olup gideceğim. Bir adım geri atarsam önümde iki yol; birinci yol yaşam, ikinci yol ise ileri adım atmam ile aynı. Ve ben şimdi geri adım atarak, iki seçenek sunuyorum sana tercih senin. Ya gel yaşat beni ya da bırak yalnızlığının boşluğuna..
Seni kaybetmekten öyle çok korkuyorum ki bu korkular işkenceye dönüşüyor. Gecelerde daha bir artıyor bu can yakmalar. Uykularım kaçıyor uyuyamıyorum. Nasıl bu hale geldiğime inanamıyorum. Oysa hiç pişman değilim seni sevdiğim için.

Ne çok yaş aktı bu gözlerimden uğruna. Ne hıçkırıklara şahit oldu evimin duvarları. Karanlıkta ağladım hep. Çünkü kendimden bile saklamaya çalışıyordum gözyaşlarımı.
Şimdi hayatın bana sunduğu bu sınavı da bitirdim. Belki geçtim, belki de kaldım ama her şeyi yaşadım ve yaşattın. Her şey için, küçükte olsa bu mutluluğu yaşattığın için teşekkür ederim..

Blog Arşivi